bugün
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri11
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil12
- türklerin çok kolay devlet kurması11
- karadeniz bölgesinde yaşamak12
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım17
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi9
- anın görüntüsü16
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı11
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı9
- nişanlı kalmanın saçma olması11
- larisalisa'nın parayla şukulatması9
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- icardi190511
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- öpüşme ile bulaşan hastalıklar8
- en nefret edilen yazarlar9
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa18
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması19
- jose mourinho29
- en dindar özelliğiniz12
- chat sitesi kurmak9
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- embesil yazarlar9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı21
- doğum gününde hatırlanmamak11
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git12
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
Gemi
çatlamış bir alın kemiği
gibi duruyor limanda gri gemi,
yağmur, hüviyetini kaybetmiş potansiyel suçlu
rüzgarın kimsesi yok tabiattan başka
zanlıyım, kendimce haklıyım, bu kış ellerime
eksi sonsuz uçlu
upuzun kapalı müzelerin
hep bir çığlıkla hareketlenecek heykellerinin
mermer bronz karışımı
soğuk beyaz karışımı
aldatıcı, gözbebeksiz bakışları bulaştı, evet, harika,
sis çoktan ulaştı denizin sinirlerini bozan
geç dalgasının korku tabirlerine,
baudelaire aldım yanıma okurum diye
felsefe ağaç olsaydı hangi meyveyi verirdi ve
onu anlarım belki, onunla avunurum, hevesiyle;
şimdilik
gecenin esrara
sevgilinin ihanete aç teşekkül mertebesinde
belki gemide, belki sessizliğin güvertesinde
bir takım adamlar gülüşüyor
bir takım adamlar yalan yanlış örgütleniyor
halka ait bir manayı hayasızca aralarında bölüşüyor
hayır, yere düşmüş yalnız bir biletin önünde;
aslında tedirgin ve sıkılganlar
aslında cahil ve saldırganlar
herkes kadar bir gemiye binip gitmekle
şiddetin kendisiyle uzlaşmakla
uzaklaşmakla
uzaklaşmanın hayat paydasıyla çatışmaktalar
evet,
çocukken aynı sınavda çözemedikleri tek soruyla
o tek sorunun cevabıyla boğuşmaktaklar: onca
ağırlığına rağmen neden batmaz bir gemi
her gemi batmak için son bir yolcu mu bekler
son yolcunun darmadağın beyni, kalbi mi
indirecektir şalteri; gemi
öyle mi çekilecektir içeri, hayır, örneğin, gerisin geri,
toprağın da olsa kaldırma kuvveti
öyle kolay gömülemezdi hiçbir ölü, hiçbir hüzün neferi;
toprak
iterdi, tutardı, çırpınırdı
istemezdi gövdesine bir şeyin ansızın girmesini;
gemi
çatlamış bir alın kemiği
gibi duruyor limanda gri;
toprak da duruyor
zaman da, adamlar da. önemli bir aşk şahaseri
edasıyla çözülüyorum iskeletimden
etlerimle uçuşuyoruz yapışmak üzere
bir başka iskeletten ufka açılan
yeni
varoluştan oluşmuş hallerden hallere seviyeli;
belki de çok oldu gemi limandan ayrılalı ve gideli;
başlamış bir yolculuğun arkasından karada yazılan seyir defteri
tarih mi demeli buna, günce mi daha doğru, bellek mi,
hoş, ben ellerimi hep yıpranmış çımalara benzetirim
parmaklarım salkım salkım çımadan sarkar sarkar sarkar
kaç gemiyi bağlamak için limana fırlatılmış ellerim
çımacılar mı hain, eldivenler mi kaygan, deneyler mi uğultulu,
ufukta kaybolmaya yüz tutmuş bu büyük yüzen sedyeye
kimi zaman mabet de demeli, nazar da demeli, büyü de demeli
çatlamış bir alın kemiği
gibi kafatasında beyne doğru ilerliyor gemi;
ya çok bildik aynı bir sima var dümende, kazan dairesinde, radarda
ya da
kıyıdayız, hayallar kurarken ölüme dair, erdeme dair; anlıyoruz:
terk edildik,
diğerlerini kurtarırken telaşla o,
tufanda biz geride bırakılanlar, anlıyoruz,
meğer Nuh, asla sevmemiş hiçbirimizi !
çatlamış bir alın kemiği
gibi duruyor limanda gri gemi,
yağmur, hüviyetini kaybetmiş potansiyel suçlu
rüzgarın kimsesi yok tabiattan başka
zanlıyım, kendimce haklıyım, bu kış ellerime
eksi sonsuz uçlu
upuzun kapalı müzelerin
hep bir çığlıkla hareketlenecek heykellerinin
mermer bronz karışımı
soğuk beyaz karışımı
aldatıcı, gözbebeksiz bakışları bulaştı, evet, harika,
sis çoktan ulaştı denizin sinirlerini bozan
geç dalgasının korku tabirlerine,
baudelaire aldım yanıma okurum diye
felsefe ağaç olsaydı hangi meyveyi verirdi ve
onu anlarım belki, onunla avunurum, hevesiyle;
şimdilik
gecenin esrara
sevgilinin ihanete aç teşekkül mertebesinde
belki gemide, belki sessizliğin güvertesinde
bir takım adamlar gülüşüyor
bir takım adamlar yalan yanlış örgütleniyor
halka ait bir manayı hayasızca aralarında bölüşüyor
hayır, yere düşmüş yalnız bir biletin önünde;
aslında tedirgin ve sıkılganlar
aslında cahil ve saldırganlar
herkes kadar bir gemiye binip gitmekle
şiddetin kendisiyle uzlaşmakla
uzaklaşmakla
uzaklaşmanın hayat paydasıyla çatışmaktalar
evet,
çocukken aynı sınavda çözemedikleri tek soruyla
o tek sorunun cevabıyla boğuşmaktaklar: onca
ağırlığına rağmen neden batmaz bir gemi
her gemi batmak için son bir yolcu mu bekler
son yolcunun darmadağın beyni, kalbi mi
indirecektir şalteri; gemi
öyle mi çekilecektir içeri, hayır, örneğin, gerisin geri,
toprağın da olsa kaldırma kuvveti
öyle kolay gömülemezdi hiçbir ölü, hiçbir hüzün neferi;
toprak
iterdi, tutardı, çırpınırdı
istemezdi gövdesine bir şeyin ansızın girmesini;
gemi
çatlamış bir alın kemiği
gibi duruyor limanda gri;
toprak da duruyor
zaman da, adamlar da. önemli bir aşk şahaseri
edasıyla çözülüyorum iskeletimden
etlerimle uçuşuyoruz yapışmak üzere
bir başka iskeletten ufka açılan
yeni
varoluştan oluşmuş hallerden hallere seviyeli;
belki de çok oldu gemi limandan ayrılalı ve gideli;
başlamış bir yolculuğun arkasından karada yazılan seyir defteri
tarih mi demeli buna, günce mi daha doğru, bellek mi,
hoş, ben ellerimi hep yıpranmış çımalara benzetirim
parmaklarım salkım salkım çımadan sarkar sarkar sarkar
kaç gemiyi bağlamak için limana fırlatılmış ellerim
çımacılar mı hain, eldivenler mi kaygan, deneyler mi uğultulu,
ufukta kaybolmaya yüz tutmuş bu büyük yüzen sedyeye
kimi zaman mabet de demeli, nazar da demeli, büyü de demeli
çatlamış bir alın kemiği
gibi kafatasında beyne doğru ilerliyor gemi;
ya çok bildik aynı bir sima var dümende, kazan dairesinde, radarda
ya da
kıyıdayız, hayallar kurarken ölüme dair, erdeme dair; anlıyoruz:
terk edildik,
diğerlerini kurtarırken telaşla o,
tufanda biz geride bırakılanlar, anlıyoruz,
meğer Nuh, asla sevmemiş hiçbirimizi !
güncel Önemli Başlıklar