bugün

zamane kizlarinin evde kalma sendromu

değişen hayat koşulları ile birlikte toplumu yeniden yapılandırma aşamasıdır ve sendrom değildir erkekler tarafından öyle algılansa da...
toplumu bireyler değiştirir, bireyi de toplum etkisi altına alır. bundan önce çalışan bayan sayısı azken şimdi yükselişe geçmiştir. kariyer sorunu erkeklerin değil kadınların da sorunudur. hayata karşı mücadele etme, kimseye boyun eğmeme kadınların hayatlarını mihenk taşı olma yolunda ilerlemektedir. çünkü yetişen kız çocuklarının bir çoğu elinde kocasından başka sosyal güvencesi olmayan kadının ezilişini görüp şaha kalkmıştır.
kariyer yolunda atılan adımlar süresince de evlilik başkalarının değerlendirmesiyle son demlere kalmaktadır. ama dikkat edilirse genel olarak toplum içindeki evlilik yaşı 25-30 civarında olmakta hatta bazı kesimlerde 30 u geçmektedir. toplumun bu gelişmine ayak uyduramayanlar sıradan insanlardır, değişikliği kabul etmeyen.
kızların kaşarlığı için ise, erkekler seksten başka birşey düşünmezken iyi, güzel, hoş oluyor da kız düşününce namussuzluk oluyor.
hatunun peşinden erkek gelince o ona kuyruk sallamış, peşine takılmış, askıntılık yapmış olmuyor ama hatun 2 kez gözü kaydı diye "bu karı bana yazıyo lan, gece yatağa atarım bunu" cümlelerini erkekler tarafından kurulması çok normal karşılanıyor..
dost meclislerinde kim kimi kaç kere s*kti, kim kime nasıl verdi, kim kimden nasıl aldı konuşulunca da adı erkeklik oluyor, kesinlikle namussuzluk ve abazanlık değil...
memleketimin gençliği eyvah!! televole gençliği olup çıkmışız meğerse...
bu kadar giydirmeden sonra ise aklı başında olan erkekleri tenzih eder, saygılarımı sunarım.