bugün

cafer penahi

gerçekten ilginç ve yaratıcı bir yönetmendir. ilk dönem filmlerinde belli çocuk karakterler üzerinden yaratılan bir iran eleştirisi söz konusudur. Fakat bunu o kadar ustalıkla yapar ki öykü kendini yavaş yavaş gözler önüne serer. Anlatısal yapı olarak "kahramanın yolculuğu"nun en iyi uygulanışlarındandır.

Yeni dalga'da gördüğümüz "newsreel footage" tekniğini (yabancılaştırma tekniğini uygulamak ve özdeşleşmenin uyutuculuğunu aşabilmek amacıyla, belgeselvari ya da gerçek sahnelerin kullanılması) kullanır. "Ayna" filminde çocuk karakterin filmin ortasında sıkılıp filmi bırakması bunun en ilginç örneklerinden biridir. Bu teknik Fransız Yeni Dalga'sının Brecht'in yabancılaştırma tekniğini sinemaya uygulamasıydı. Fakat burada salt yabancılaştırma değil, o sahnenin gerçekliği de önemlidir. Çocuğun gerçekten sıkılıp mı filmi bıraktığı yoksa onunda mı senaryo olduğu sorunludur.

Daha ilginci ise "Kanlı Altın" filminde gerçekleşir. Bu filmde de anlatı birbirinden bağımsız bir şekilde ayrımlmamış zamansal olarak geleneksel anlatıyıtersyüz eden bir yapıdadır. Bu tarzı ile W. Faulkner'in Ses ve Öfke'deki anlatısal bölümler arasındaki belirsiz geçişi ve güvensiz anlatıcı'yı yansıtmaktadır.

ilk dönem filmlerinin bir diğer özelliği bir çeşit feminizmi yansıtmaktadır. iran'da kadınların yaşadığı sıkıntılar, 8 yaşındaki bir çocuğun kadın olarak toplumda yaşandığı sıkıntılar ya da hapishaneden çıkan kadınların kendi ailelerince ve toplumca nasıl damgalandığını anlatmaktadır. Cafer Penahi iran'n en yaratıcı ve nev-i şahsına münhasır yönetmenlerinden biridir. Umarım daha fazla film çeker.