bugün

sözlük yazarlarının itirafları

hayatımın aşkını buldum. aynı hayalleri kurabileceğim, sonra kurduğumuz hayalleri birlikte yaşayabileceğim insanı buldum.
çok uzak gibiydi,
çok zor gibiydi
ama buldum.

sevgili sözlük,
ta lise zamanlarımdan beri sık sık gördüğüm bir rüya vardır; hayatıma dokunmuş ve beni çok mutlu eden birini görürüm hep. kim olduğu ya da isminin ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktur çünkü yürüdüğümüz yollarda yanından geçtiğimiz evin taş merdivenlerini bile hatırlayabilen bilincim yanımdakinin yüzünü hatırlamaya çalıştığımda bembeyaz bir boşluğa dönüşür.

şu an çocukça bir sevinçle "hayatımın aşkı" dediğim kişiyle görüşmeye başladığımız günün sabahına gördüğüm müthiş bir rüyayla uyandım. demin bahsettiğim rüyalar, tüm ufak detaylarıyla harmanlanmış, onun yüzüyle tamamlanmıştı. içinde gerçekmiş gibi yaşanan rüyalar vardır ya, onun gibi, uyandığımda üzüldüğüm bir rüyaydı.

Rüya kısmını geçip gerçeğe geldiğimde her şeyin bir rüya tatlılığıyla ilerlediğini görmek hayli mutluluk verici. Derrida'yı okurken kitabını kenara bırakıp bebeğin biberonunu yıkayabilecek birinden söz ediyorum. felsefeyi, ideolojiyi, kuramı anlamaya çalışırken hayatın küçük detaylarını yaşamaktan vazgeçmeyen, o naifliği hep koruyabilen birinden söz ediyorum. evet ben seninle bir masalda yaşlanabilirim diyen birinden söz ediyorum.

gecenin 3'üne yaklaşırken, sırf onunla kuracağımız hayallere azıcık daha gerçekmiş gibi bakabilelim diye Kant estetiği üzerine çalışıyorum. dinlenecek çok güzel şarkılar varken yapıyorum bunu.

ben kant hakkında yazarak nazım'ın şiirlerinin eleştirisine biraz daha yaklaşırken, benim kant ile ilerlediğim yol, nazım'ın şiirlerindeki gibi bir hayata yaklaşıyor aslında.