bugün

nedensellik

Sebebi neticesine, illeti (neden)i illetten doğan şeye bağlayan nisbet ve bağ. Bu ilke­ye göre her olgu ve hadise bir illet veya se­bepten doğar, sebepsiz hiçbir şey meydana gelmez, aynı şartlar altında aynı sebepler aynı neticeleri doğurur.

Nedenselliğin çeşitli şekilleri vardır: Tecrübi (deneysel) nedensellik: Burada illet (neden) diğer bir hadisenin, o olmadan hiçbir zaman meydana gelmediği hadise­den ve yahut daima onların birleşmesinin yardımıyla meydana geldiği hadiseden iba­rettir.

Metafizik nedensellik: Bu, bir yaratıcı kudretin, varedici cevherin nedenselliği­dir.

intihal edici (geçici) nedensellik: Sebep durumunda olan fiilin birşeyden diğerine intikali suretiyle olan nedenselliktir.

Kant'ın "kategorileri'nîn girişinin de adı olan nedensellik terimi kaynağı bakımın­dan tartışmaya açıktır. Gerçekten bazı filo­zoflar nedensellik kavramının zihnimizde doğuştan varolduğunu, dolayısıyla a priori olarak kavrandığını ileri sürerler. Sözgeli­mi Descartes bu fikirdedir. Ona göre mantı­ki apaçıklıklara dayanarak, bir sonucun, tahlil (analiz) yöntemiyle nedeninden is­tidlal edilebileceğini savunur. Descartes felsefesine bağlı Spinoza da aynı görüşü be­nimser. Ona göre belirli nedenden zorunlu olarak bir sonuç meydana çıkar, fakat hiç bir neden verilmemişse bir sonucun oluş­ması da mümkün değildir. Leibniz de aynı görüşü paylaşır.

Nedensellik terimi Kant'a göre, deney­den önce gelir ve her deney için zorunlu bir ilkedir, çünkü nedensellik ümidimizin te­mel bir ilkesi, kâr kategorisidir. Ancak Kant nedensellik ilkesini iki bağlamda açıklar a) Meydana gelme ilkesi: Ortaya çıkan veya oluşan her olay veya olgu, kendinden önce gelen herhangi bir olay veya olguyu gerekli kılar, b) Zaman içinde ard arda gelme ilkesi: Bütün değişiklikler neden-sonuç arasında­ki bağlantı ilkesine göre olur.

Nedensellik kavramını a priori olarak açıklayanlara karşıt görüşü savunanlar da vardır. Bunlara göre zihin nedensellik kav­ramını ya da ilkesini duyu deneyleri aracılı­ğıyla elde eder. Kendini zihne zaman içinde olup veya izlenimlerin sağladığı birikimle kabul ettiren nedensellik ilkesi, sonuçta mantık bakımından zorunlu bir ilkeye dö­nüşür. Hume ve Mill'in görüşleri böyledir. Onlara göre birbirini sürekli izleyen ve bir­birine bağlı olan olay ve olayların tekrarlanmasıyla nedensellik kavram oluşur.

Nedensellik fikrini Francis Bacon un "Gerçekten bilmek sebep ve illetleri bil­mektir." sözüyle özetlenmiştir. Gerçekte nedensellik ilişkileri, bilimde ve felsefede çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmiştır, onun için tek bîr şekil altında ifade edilemez. Çünkü, bilimin devam edip giden ilerleyişi, yeni şekillerde nedensellik ilişkileri ortaya çıkarmaktadır. Çağdaş fizikteki gelişmeler dikkate alındığında nedensellik kavramı­nın mutlak olmadığı ileri sürülebilir.