bugün

leke

bir mustafa öztürk şiiridir.

Namus lekesi degil alnimda gördügünüz,
Vurulmusum, vurulmus düsmüsüm güpe gündüz.
Sakagimdaki kansa, o benim gülüsümdür,
Namert sürünmektense, erkekçe ölüsümdür.
Sasirmayin, korkmayin, ürkmeyin ey yigitler,
Bakin etrafimizi nasil sariyor kizil itler!
Zaten faydasi yoktur korkakligin ecele,
Yasamak hakkin lakin istiklalinle bile.
Ihtirama zaman yok, merasime ne hacet?
Size düsen daha çok vazifeler var. Evet...
Evet!.. Böyle sürerse bu eskiya kanunu,
Müebbet felakettir milletimin sonu.
Size selâm gönderdi kirk yigidiyle KÜRSAD
Sizden haber bekliyor yüz milyon; imdat! imdat!
Hala tevekkülde mi kararlisin yoksa?
Sükut neyi halleder, yaran oyuk oyuksa?
Tevekkül Allah'adir zillete katlanilmaz!
Ya hayat ya ölüm! Bunun ötesi olmaz.
Namus lekesi degil alnimdaki bu leke,
Asirlardir karsima çikmazken tek teke
Önümüzde dalkavukluk, meddahlik edenleri,
Simdi iyi tani, gör neymis hünerleri...
Mütefekkirler echel, realistler yalanci,
Hayret! Dünkü yabanci, bugün bu handa hanci...
Dagdan baga inenler, yoluma kül döküyor
Benim ayak izlerim tasrali gözüküyor
Farkina yeni vardim, suçluymusum ben meger
Otagimda cellatlar... Kaçmak!.. Bu neye deger!
Ne papyon kravatli, ne rugan papuçluyum
Halisane Türk'üm ben, onun için suçluyum.
Suçluyum, hainleri gözlerinden tanirim ben.
Bir intizar dinlerim su topragin kalbinden.
O ses der ki: -Ey ogul, yaziklar olsun sana!
Mezarimi kirleten, su mahluka baksana!
Baktim gafiller düsmüs hainlerin pesine
Dedim Bozkurtlarin yurdunda, çakallarin isi ne?
Firlamisim yayimdan, ok hedefi mutlaka bulur
Son kale, son akinda, ancak böyle kurtulur.
Namus lekesi degil, kursun yarasidir O.
Asrin adaletine, bir yüz karasidir bu!
Arz-i endam etsinler... Mütebessim, mutantan.
Sonra da sulh severiz, deyiversinler YALAN
Yalandir ne söyleseler, beseriyyet namina,
Hanumanlar yikilir, bu ser'riyet namina.
Adi cinayetlerle küllenir asil yara
Can yakar, göz yasarir, alir yürür bu sara
Sokaktan okullara, okuldan minareye
Bu kivilcim saçarken bekçiler uyur, niye?
Kimdir bu uyaniklar, niçin uyur uyuyan?
Bes kit'a birbirine dokunur zaman zaman
Bayraklar indirilir, paçavralar sallanir
Iste bu kizil itler, bu sayede yollanir.
Insan denmez bir avuç yal için sürünene
Insan denmez sesimden ürküp, dev görünene
Insan denmez iltifat, iltizam edenlere
Insan denmez yenilen ve önde gidenlere
Insan denmez gözyasi döküp, ter dökmeyene
Insan denmez hedefi görüp diz çökmeyene
Ben süheda nesliyim, baskaya varmaz dilim
Belki magdurum ama, asla meyus degilim.
Gökbayrak Albayraga bir gün çizerken ufuk
O büyük kurtulusa yürürken çoluk çocuk
Bu nefes bu bedeni terkedip de gitsede
Ruhum at kosturacak, o büyük hengamede.
Namus lekesi degil, artik bilinmeli bu!
Asil leke bellidir, kökten silinmeli bu!
Bir isyan cinnet gibi, bir günkü kâbus gibi
Karsimda tomsonlular, yunan gibi rus gibi
Ey gönüllü bayraktar, ey devsirme dölleri!
Ileri, biraz daha, biraz daha ileri.
Ihanet oyununda, pesrev çekenler bu kez
Bilsinler ki bu toprak, hainleri hiç sevmez!
Bugün sabreyleyenler, bir gün bezecekler
Tutup baslarini, taslarla ezecekler.
Atalarimiz bize, böyle ferman buyurdu
Ey ecdat sevgisiyle tasan kahraman ordu
Bu hakimler veremez, hükmünü bu celsenin
Hazir olun Bozkurtlar! Hüküm sirasi sizin

şiir ülkücü şehit Yusuf IMAMOGLU hatırasına yazılmış, o zamanki "Bizim Anadolu" gazetesi ve Çapa Yüksekögretmenlilerin yayınladığı "Son Kale" dergisinde yayimlanmıştır.