mhp nin pazarliga kadarki muhalifligi

bir kısım insanın zoruna giden durum.

dur lan allahsız hemen eksiye basma. benim de zoruma gidiyor. *
ama durum sadece bahsedilenden ibaret de değil.

açalım biraz;

- bu parti islamcı ve türkçü olmak üzere iki ayrı kutbu olan bir parti. burayı anlamak lazım. bu cümle bunu tek başına anlatmaz ama ckmp'den başlayıp da başbuğun vefatına kadarki süreci iyi ezberlemek lazım. onu ben yapamam açın okuyun.

- her parti kendi içerisinde her kesimden insanı memnun etme yolu arar. her parti lideri de bunu yapar. bakın akp denen oluşuma. fikirsel bir düzlemi bulunmadaN KURULDU. iÇERiSiNDE ÖZAL'ıN SAĞ KOLUNDAN TUTUN DEMiREL'iN ŞAPKASıNı TAŞıMAKTAN SORUMLU danışmana kadar herkes var. bu parti bu kadar insanı ortak dünyalık menfaat etrafında topladı. şimdi geldi tabanı memnun etmeye. onun da çaresi ortak manevi menfaate geldi. bu da türban veya başörtüsü.

- mhp'ye bakıyoruz; bu parti ilk maddede dediğim gibi başbuğdan sonra fikirsel tabanında ciddi bir kayma yaşadı. 28 şubat sürecinden sonra bu ülkenin insanı aç da kalsa maneviyatına sahip çıkması gereken bir profile oturtuldu. burada 28 şubat'ın uygulayıcılarının ciddi hataları var. mhp nin içerisinde başörtüsü ciddi bir problem olarak yer etmemekteydi. ta ki 28 şubat sonra konjöktürde siyasal yelpazede oluşan boşluğa kadar. mhp bugün yaptığı çıkışı o gün yapsa idi belki akp diye bir parti olmayacaktı. zira o boşluğu doldurabilecek yegane aday bu parti idi. ama bahçeli burada ciddi bir acemilik yaptı. o akp'nin gelip dolduracağı boşluğu doldurmak yerine kendi içerisinde kendi kongre adaylarını tasfiye etme süreci ile meşgul idi. bu sırada genç kesimden başörtüsü mağduru olan binlerce kız öğrenciyi de kaybetti. o dönem ben kendi üniversitemde bu bahsettiğim kesim ile birebir görüşme durumunda olan bir kişi idim.

ne oldu peki;

artık mhp içerisinde yeni bir başkan ancak bahçeli ölürse mümkün. bahçeli bunu sağladı. karşılığında akp gibi bir partiyi bize hediye etti. şimdi bahçeli 28 şubatta kendi kullanmaktan caydığı trenin son vagonunda yol olmaya çalışıyor. eh kısmen de bunu başaracak gibi...ama bu trene binerken emin olunmalı ki; tüm mhp tabanı binmeyecek. yer var aslında o vagonda; ama taban binmeyecek.

mhp kemik oyu en fazla olan partidir. %8 oyu almak için başbakanlığa bildiğin kültablasını aday göstermesi bile yeter. ama bu cümle bugün itibariyle artık "-di li geçmiş zaman" cümlesi olmuştur.

genç mhp seçmeni içerisinde sevgilisi, nişanlısı, hanımı başörtüsü mağduru olanlar o bahsettiğim akp trenine binecekler. hatta akp tabanına sırf bu sebeple kaymış olan seçmenlerini de geri alacaklar. ki bu kesim en az %3 lük bir kesim. belki yerel seçimlerde zaten bitmiş olan bir chp'yi de geçecekler. ama asıl kaybettikleri de bir duruş olacak.

ha derseniz ki tam tersi olsa ne olacaktı?

- chp ile mhp koalisyon filan kursaydı, sonuçlar buna müsade etseydi; mhp bu defa da kendi içerisindeki türkçü ve ulusçuları sevindirecek bu defa da islamcıları kaybedecekti. yada bugün mhp'yi akp'nin bastonu sayanlar bu kelamlardan sakınacaklar bu defa da diğer kesim mhp'yi chp'nin bastonu diye ifşa edeceklerdi.

bu parti tercihini nereye koysa diğer tarafı eleştirilecekti. yönetim hesabını yaptı ve tekrar yanlış ata oynadı. zira bindikleri trenin vatmanının ömrü en fazla türkiyede satılacak bir kurum kalana kadar. türkiye daha sonra mecburen kendisine yeni bir vatman arayacak. o zaman da sanırım bahçeli çoktan bırakıp gitmiş olacak. bu yapılanları da vatandaş bahçelinin değil mhp'nin hatası olarak anlatacaklar.

şimdi burada en ciddi biçimde düşünmesi gerekenler de mhp delegeleri. kongrede bahçeliyi seçenler yani. bakın ben size bir başlama noktası vereyim siz oradan düşünerek gelin. bahçelinin başkanlığını geçtim mhp delegesi olması sizce hukuki midir? araştıran sonra da gereğini yapın!

yoksa bugün sahip olduğunuz kemik oyların sahipleri artık 55-60 yaşındalar. bir sonraki en fazla iki sonraki seçimlerde ortada kemik oyunuz falan kalmayacak onu da bilesiniz.