bugün

ulkenin satilmasi

sokaktaki adam çapında düşünüldüğünde tehlike teşkil etmeyen durumdur. ancak ülkenin satılması ortalama zekaya sahip her insanın fark edebileceği türden de tehlikedir.

ülkenin menfaatleri diyerek stratejik önemi haiz kurum ve kuruluşları yabancıya satamazsınız. satarsanız şerefinizi haysiyetinizi, hassasiyetinizi de satarsınız.
yabancı ülkelerdeki mülkiyet kanunlarının uzun vadeli kiralamaya dayalı olduğunu bilmeden, insanları bu konularda araştırmaya teşvik edici trajikomik yorumlar türkiye'deki yöneten ve yönetilen ilişkisini çok güzel ortaya koyuyor. vardır başbakanın bir bildiği, vardır hazretin bir bildiği...

ege ve akdeniz'de özellikle israil, alman ve ingiliz vatandaşlarının ne kadar arsa edindiğini eli google tutan her internet kullanıcısı bulur. üstelik ılımlı islâm tabir edilen bir çizginin iktidarında, sadece alelade yabancı ülke vatandaşlarının değil, misyonerlik bağlantılı yabancı vakıfların da çılgınca mülk edindiğini, yine eli google tutan herkes bulur. * * almanya'nın ekonomik gücü ve piyasalara hakimiyeti ile türkiye'nin ekonomik gücünü ve piyasalara hakimiyetini karşılaştırmak da ayrı bir hatadır. bir tanesi euro yokken, dünyada ikinci rezerv paranın sahibi olmuş dev bir ekonomidir. türkiye ise bırakın makro piyasaları, kendi piyasasına hakim değildir.

evet ülkemiz haraç mezat, karış karış ecnebiye satılmaktadır.
bu satış sürecinden gerek siyasi gerekse ekonomik anlamda nemalanan ılımlı islamcılar da gün olur ayasofya'dan duyacakları çan eşliğinde sabah namazı eda ederler inşaallah-ü teala.

(bkz: mühürlenen petrol kuyuları)
güncel Önemli Başlıklar