bugün

yazarlardan metinler

Havaların ısındığını Ankara’da, halk otobüslerinin klimalarının açılmasından anlayabilirdiniz. Sıcak ve boğucu bir gündü, yani bugün. Elimdeki poşette yan yatmış bir halde bulunan ucuz kırmızı şarap şişesi, eve gidince başına geleceklerden habersiz öylece sallanıyordu. iki saat içinde içi boşalmış halde diğer şarap şişelerinin yanına, tozlanmaya bırakılacaktı. Cansız varlıkların konuşabildiklerini düşünsenize bir kez. Kim bilir ne muhabbetler geçerdi boş ve tozlu onlarca şarap şişesinin arasında;
‘’Beni içerken çok düşünceli duruyordu’’
‘’Bende de’’
‘’Bende biraz neşeli duruyordu. Kutlama yapıyordu sanırım’’
‘’Hey millet! Yalnız başına içmediği birisi var mı burada?’’ diye sorsa içlerinden biri, kesinlikle olumlu bir yanıt alamazdı. Belki üzülürlerdi halime. Zaten onlar ellerinden geleni yapmışlardı. Daha fazlasını istemek onlardan, işte bu saçma olurdu.
Bugün hemen eve gelmedim. Başka bir yere gitmeliydim. O yüzden birkaç hattın ortak kullandığı bir durakta bekliyordum. O, oradaydı. Kim mi o? Hayatımda gördüğüm en güzel kadın.
Her şeyiyle en güzeliydi. Adres sordum ona çünkü binmem gereken otobüsten emin olmalıydım. O, çok güzeldir. Yüzünde çilleri de vardı, sesi çok kadınsıydı. Onun otobüsü geldi ve bindi. Oturduğunda camdan bana bakıyordu. Otobüse binip binmemek konusunda kararsız kaldım. Sonuç olarak binmedim ve o otobüs ve o gittiler.
Orada durmuş; ‘’Acaba o otobüse binmeli miydim?’’ diye düşünürken buldum kendimi birkaç saniye sonra. Muhtemelen gitmek istediğim yerden epey uzakta ve saçma sapan bir yere gidiyordu o otobüs. Kesinlikle yanlış yere giden bir otobüse, doğru kadınla tanışma ihtimalimin olmasına rağmen binmemiştim.
Bu olaydaki espriyi görüp gülecek arkadaşlarım olmuştu. Bunun anlattığımda şen kahkahalarıyla bana karşılık verecek düzeyde beni anlayan, bana benzeyen bir kadın vardı önceleri hayatımda. Şimdi nerede o? Bilmiyorum.
Cep telefonumu çıkarıp numaraları karıştırmaya başladım. Bu olaya gülecek, benimle dalga geçecek bir tane dahi olsa birini aradı gözlerim. Ama yoktu öyle biri. Her numarada aklıma espri anlayışı olmayan, ciddiyeti erdem sanan insanlar geldi. Olmayacaktı belli ki. Kalbim kırık bir şekilde cep telefonumu cebime koydum.
Benimle dalga geçecek bir tane dahi arkadaşım yoktu. Zamanı sürekli tükettiğim doğrudur. Arkadaşlarımı da tüketmiştim belli ki. Bu bana garip bir hüzün verdi. Bir yandan da mutlu etti, şöyle ki; kalan ben olmuştum. Eriyen giden değil. En azından kendi açımdan.