bugün

ayetlerde sadece erkeklerle konuşulması

-2:223 - Kadınlarınız, sizin için bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendiniz için ileriye hazırlık yapın. Allah'tan korkun ve bilin ki siz mutlaka O'nun huzuruna varacaksınız. Ey Muhammed, müminleri müjdele!

-Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar,sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. […]

2:197 - Hac, bilinen aylardadır. Her kim o aylarda hacca başlayıp kendisine farz ederse; artık hacda kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur. Siz hayırdan ne işlerseniz, Allah onu bilir. Kendinize azık edinin.Şüphesiz ki azıkların en hayırlısı Allah korkusudur. Ey akıl sahipleri! Benden korkun!

4:3 - Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.

Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin.

4:24 - Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı. Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı. O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdır. O mehri takdir edip kesinleştirdikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur. Şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Kur’an açık açık kadın ve erkek eşit değildir diyor bu ayette. Yalnız erkeğin kadına üstünlüğünü yine erkek bakış açısına kuruyor: Güç, kan dökme, imamlık(e zaten bir tek erkeklere caiz kıldın bunu), iktisat (kadının tüm iktisadi haklarını elinden alır, kamusal alana sokmazsanız tabi ki erkek iktisadi alanda daha çok görünür olacaktır) Bugün bizim karşı olduğumuz; -aynı zamanda erkeğin omzundan yükleri almak açısından erkek için olumlu bir talep - ailenin sözcülüğünü yapacak, aileyi temsil edecek biçimde erkeğin kamusal hayatta cirit atıp, yorulup para kazanırken, kadının değersiz kılınan ev içi emekle özdeşleştirilmesi ve maddi harcamaların tüm yükünü erkeğin sırtlaması. Kadınlar için belki iyi olabilirdi ancak iktisadi temsilin, sınıfların oluşmasında (erkek-kadın ikiliği) kadınların temsilinde, algılanışında, konumunda, söz sahibi olmasında büyük bir etkisi var. Aşkın ve içkin olmak üzere insanın iki özelliği vardır ve erkeğin iktisadi faaliyetleri yüklenmesi ona aşkınlık kazandırırken, kadınların itaatkar olması gerektiğinin söylenmesi kadınların halihazırda bulunan içkinliğinin (duranlığına, faaliyetsizliğine, eve hapsolmasına) kuvvetlendirilmesine neden oluyor.

Ayrıca kadın itaatkar değilse kötü kadındır; itaat etmiyorlarsa dövün. itaat ediyorlarsa, “incitmeye bahane aramayın” diyeceğine; “sadist, işkence etmekten zevk alan biri olursan seni cehennem ateşinde yakarım” desene Tanrım, çok yüce olduğunu tekrarlayacağına.

4:34 - Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. iyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar