bugün

sözlük yazarlarının itirafları

ben ege ' de doğdum , ege' de büyüdüm. bir yanım egeli bir yanım karadenizli . bana hiç " kızım, bu kürt bununla konuşma, bu alevi bunla arkadaş olma, bu göçmen , bu bilmem ne" demedi ailemden kimse . hatta yine minicikken halam sabahları bir tepsi kahvaltı hazırlar bana verirdiki mahallenin delisine götürürdüm çok korktuğum halde. yangında tüm ailesini kaybetmiş bir öğretmendi. delirmişti olaydan sonra. öyle sokaklarda yatan bir adamdı çöpçü kemal derdik biz ona. bizi hep korkuturdu. "deprem olacak, zelzele olacak" derdi hep ki olmuştu da 99 depremi olmuştu. düşünsenize sabah okulda öğrenmiştim. annem televizyon izletmemişti bana haftalarca ama tanıdıklarım hep bir yerlere gidiyorlardı yardım etmek için bunları hatırlıyorum. arabalara doluşup şehir şehir geziyorlardı. aynı insanlar van depreminde aynı performansı gösterdi mi hiç bilmiyorum tabi. bir komşu kızı vardı adı bahar' dı. kürt diye çok zulüm görürdü mahalledeki çocuklardan. aslında çocuktuk ama bahar arada bir yanımıza gelip çocuk olabiliyordu. onda da bir kaç salak çocuk bahar ile uğraşıyordu. bahar ' ın doğum gününde yaş pastası yoktu annesi börek yapardı yalnızca. 7- 8 kardeşlerdi evleri pek güzel kokmazdı.
bunda bahar 'ın bir suçu yoktu. bahar ' a bir sürü şart koşarlardı çocuklar oyuna almak için. ben hiç girmezdim bu pis konulara . sonra taşındılar , mahalle kürt almıyordu içeriye ne mantıksa. bir gün üst mahallede kurulan bir pazarda karşılaştık bahar ile. yanında türbanlı genç kızlar vardı. "nişanlandım" ben dedi . pek konuşamadık bile. muhafız gibi kollarındaydı kadınlar. sanki bahar bir suç işlemişte askerler onu idama götürüyordu , kollarına girip. daha 15 anca var yaşı.

bir arkadaşımda çingeneydi. baya çingene işte. annesi gençken hizmetçisi olduğu evin oğlu ile evlenmiş ama kayın valide hazmedememiş ve ona iftira atarak sokağa attırmış zamanında. sonra o melun adam bulmuş onu sahilde. dul ve hafif delirmiş kadın ayyaş bir balıkçıya ideal gelmiş olmalı. kadını hep dövmüş , hep ona zulmetmiş. derme çatma bir evde yaşardı onlarda. varilde yıkanırlardı. evlerinden fare çıkardı. babaannesi deliydi. annesi bildim bileli hep ev temizliğine gitti, yaşlı baktı. kadını ne zaman görsem elinde hep bir pastane poşeti olurdu. kocası eve gelmez sandalda uyurdu.evlerinde mutfağa benzeyen bir yer dahi yoktu.
bu arkadaşım maalesef 15 yaşında hamile kalarak evlendi. bir de aptal mahallelinin diline düştü. kocası da kendı gibi küçüktü 17 yaşındaydı. kayın validesi dövüyormuş bizim kızı, kocası da aldatıyormuş hep. ama onun için nimetti bunlar. kocası kürttü. şimdi her şey düzelmiş ama. çocukları kocaman olmuş, ayrı evleri olmuş, araba bile almışlar. çok sevindim. ama bu kızın o deli baannesini hatırlıyorum da ben...bizi hep kovardı hep. bahçeye gizli girer, gizli çıkardık. sokakta oynarken bile bize bağırır, kovardı. oğlu bundan kaçardı aslında. 2 oğluda yanında otururdu. diğer oğluda hapse girdi çıktığında eski karısını bıçakladı, boğazını kesmeye kalkıştı biz kurtardık. baya olaylar olaylar. neyse bu deli babaanne kaldı mı yalnız? herkes gitti mi? bu şeker hastası olmuş. gözlerine vurmuş.
kör olmuş. oturmuş kaldırıma bağırıyor her gün " bakkala gidemiyorum, yardım edin. beni bir götürün bakkala ", " ben ettim allah , bana bela verdi, siz bana yardım edin allah rızası için " diye ağlıyor her gün. bir gün önünden geçiyorum yine o yalvarırken ... elinde veresiye defteri. kinliyim aslında ona. bizim kız onun yüzünden kaydı gitti aramızdan. belki okurdu diye. güzel kızdı, zeki kızdı.
önce geçtim gittim önünden bakkalın kapısına vardım. içim rahat etmedi. geri döndüm, ne istiyorsa aldım bıraktım defterle.
sonra bir kaç gün görünmedi bu meğer ölmüş evde de fareler cesetine dadanmış bile.

lisede dadaşlığı ile övünen erzurum'lu kürt düşmanı bir arkadaşım vardı o da şimdi bir kürtle evlenmiş. kocasına da çok aşıkmış. büyük konuşuyormuş sıpa. sarışın , baya uzun boylu, incecik, yeşil gözlü bir kızdı. " ben polis olacağım" diye ahkam keserdi hep. şimdi çocuk yapmış bir de tesettüre girmiş.

yakın bir kürt arkadaşımda türkçe öğretmeni olmak istiyordu ilk sene kazandı ve gitti. o da çok güzel bir kızdı. harika bir yüreği vardı. sağlam yazardı.

üniversitede yine ege bölgesi içerisindeydim. sınfımızın %70 i doğulu idi. inanın o çocuklardan daha iyisini bulamazsınız. ne yazık ki çoğu ufacık tefecik kalmış tiplerdi. biraz uzun olsalar bizim ege' nin kızları gelin giderdi onlara. en çalışkanlar, en azimliler ve en efendi olanlar onlardı. bize göre çok masum, çok çocuk ve çok saflardı lakin... ne zor şartlarda okuyorlardı biliyor musunuz ? bir çoğu öyleydi.

ermeni bir abi ile tanıştım bir gün. oturun dinleyin saatlerce. evet saç sakal kaptan mağara adamına benziyordu biraz. 2 metre boy ama konuşma? ama kültür ? eğitim ? hayaller? yaptıkları...

suriyeli bir veled tanıyorum bir de adı muhammed. çalışkanlığı ile çok övünüyor. bir insanın çalışkanlığı ile övünmesin de ne kötü olabilir ki ? bu çocuğun günlüğü 15 lira idi. yine çok çalışkandı. şimdi başka işe girdi günlüğü 30 lira oldu sevinçten ölüyor. çocuk diyor ki "adımı öğrenin , beni unutmayın allah aşkına" . tek istediği sevilmek. adı üstünde çocuk o. o daha bir çocuk. çok çok çalışıyor, kendini paralıyor ki patronu, iş arkadaşları onu çok sevsin. gıpta ediyorum bu çocuğa ben.

daha dün fatih' e , fındıkzade' ye gittim evet taksim'e de gitsem durum böyle ortalıkta yüzlerce suriye'li dilenci çocuk var. peşinden koşuyorlar, yalvarıyorlar, burger king' te açık alanda boşalan masalarda kalan yiyecekleri varsa yiyorlar. ama siz düşünün, onlar daha çocuk! annem daha dün anlattı. inanın karşılarında bır kahvehane var. orada hafif kırık, psikopat bir adam var. annemlere sataşmaz ama dün bir suriyeli çocuğu çok kötü dövmüş. bunların kaçı var ki haberlerde ? insaf etsin herkes. bu tüm milletler için geçerli. nijeryalı' da olsa afgan ' da olsa , dünyanın neresinden gelmişse gelmiş . insanlara sabır gösterin. genelleyip , ötekileştirmeyin. en az sizin kadar düşünebiliyor onlarda.

sizin nasıl parmağınıza kıymık girse rahatsız oluyorsunuz... ama bazılarınız "yaşasın kürtler, aleviler, ermeniler öldürülüyor" diye sevinebiliyor, aklım almıyor. insanı insan olduğu için sevin. her kürt bölücü değil, her suriyeli hırsız vs değil, her çingene çingene gibi yaşamıyor. geçmişinde bu kökler olan çok tanıdığım var. değişim insanın içindedir. sene oldu 2015 . insanların katledilmesi değil eğitilmesi, şartlarının iyileştirilmesi, onlarla ilgilenilmesi gerekiyor. bir çoğunuzun nenesi dedesi köylerinden göç etmeseydi bugün sizlerde bir çok gelişmeden uzakta, farklı bir şekilde yetişmiş olacaktınız. insanların sizin kültürünüzde olmasını beklemeyin. belki bizlerde göremeyiz ama inanıyorum bir gün sahiden bu dünya yaşanılabilir bir yer olacak. siz o güne kadar kimseyi ötekileştirmeyin, küçümsemeyin, şımarıklık etmeyin, ön yargılı olmayın ve ırkçılığın bitmesi için mücadele edin yeter, barış kendiliğinden gelecektir.