bugün

turkiye cumhuriyeti devleti

dönem itibari ile acziyet içindeki devlettir. tarih boyunca -hiç bir ahvalde- bu kadar çaresiz bir şekilde yönetilmemiştir. sınırları içindeki dağlarda kendi askerleri şehit düşen, hükümetin başbakanı istanbul'da dinlenen, ordusu nakil esnasında bir tabur askeri koruyamayan, anaları ağlatan bir devlet.

bir ihtimale göre kuzey ırak'a çekilmek istenen, bir ihtimalle bölünmeye çalışılan bir devlet. başbakan'ının amerika başkanı'na danışmadan imza atamadığı, her fırsatta "başkan'a söyleyeceğim" diyerek acizliğini ortya koyduğu, dağlardaki teröristlere insan haklarını uygularken kendi ana kuzularını kaybeden, onları teröristlere esir veren bir devlet.

askeri teşkilatının basiretinin bağlandığı, üzümün üzüme baka baka karardığı, çaresizliğin tavan yaptığı bir devlet.

oysa ki devlet kendini koruyamayacaksa yok olmaya mahkumdur. tarih bunun kanıtları ile doludur. türkler gibi vatan aşkını yüreğinin en derin noktasında hisseten bir milletin başındaki devlet terörü bitiremiyorsa kim bitirecek?

bir devlet, bir devlet, bir devlet; vatan benimdir ve kutsaldır diyen bir devlet. anti milliyetçilik akımını söndürecek bir devlet.
işte artık bu gerek!