bugün

sen de gitme triyandafilis

dokuz hikayeden oluşan bir kitap. ilk hikaye "sen de gitme triyandafilis" her ne kadar bir kadının hayatı üzerinde yoğunlaşsa da aslında antimilitarist öğeler de barındırmaktadır. yani bu hikayenin sadece romantik ya da dramatik öğeler içermek yerine bir mesaj da taşıması bence hoş olmuş. bana bu bakımdan biraz hemingwayi hatırlattı, ama savaş sahnelerini gözümüze sokmadığından, savaştan sadece arka planda bahsetmekle yetindiği için, bence hemingway'den daha iyi.

bu kitapta yer alan dokuz hikayede de kadın kahramanlar var. yani kitap tam anlamıyla bir kadın hikayeleri kitabı. fakat tam olarak feminist bir kitap diyemem çünkü kadınların olumsuz özelliklerini de oldukça yansıtmış. iyi de yapmış. bu bakımdan, hem romantik hem realist bir kitap. ayrıca ne çok vıcık vıcık aşk var, ne de çok depresif. bu açıdan çok sevdim.

kitabı okuyunca aklıma emrah serbes'in erken kaybedenler kitabı geldi. orada da hep erkek hikayeleri vardı. "acaba emrah serbes kitabını yazmadan önce bu kitabı okumuş muydu? acaba bu kitaptan etkilenip mi yazdı kitabını?" diye aklımdan geçirmedim değil. her neyse, iki kitap da çok iyi ve özgün. sadece bu sorular aklıma geldi.

son olarak, ayla kutlu batı edebiyatını sıkı takip etmiş bence. çünkü en azından "altın" isimli hikayesinde tıpkı oscar wilde ve d.h. lawrence'ın hikayelerinde olduğu gibi doğaüstü şeylere yer vermiş. ilk kez bir türk yazarın kitabında bu tür unsurlarla karşılaştım. hikaye sevenlere bu kitabı tavsiye ederim.