bugün

smile adsl

2006'nın sonunda kurulmuş internet şirketidir. üniversiteden mezun olduktan sonra her türk genci gibi ilk işim çağrı merkezi oldu ve adres smile adsl'di. işe girmek için mahalleden bir arkadaşım beni götürdü. girdim başvuru formunu doldurdum. dişlek, gözlüklü ve tuhaf bir kadın vardı. "naber iyi misiniz?" falan tarzı sorular sordu. yani mülakat adına hiç bir şey yok. neyse iki gün sonra eğitim başlayacak gelin dediler. yerleri o zaman hürriyet binasının üçüncü katındaydı. arkadaşımı aradım "oğlum gel peynir ekmek gibi eleman alıyorlar" dedim. gitmiş onun da görüşme aynı model geçmiş.

gittik eğitime, büyük bir konferans salonuna bir dünya adam dizilmiş. şirketi anlattılar, ne iş yaptıklarını ve yapacaklarını anlattılar. herkesin eline bir a4 kağıdı verdiler.
"smile gülümseten hatta hoş geldiniz. ben xxx size nasıl yardımcı olabilirim" cümlesini okumaya başlattılar. bu cümleyi iyi okuyanları hemen üst kata çağrı merkezine aldılar. arada torpiller de vardı. ben de arkadaşa bakıyorum. "lan iş bu kadar kolay mı?" dedim. neyse millet çatır çatır çıkıyor. giden adam da aşağı geri geliyor. "sakın yukarı çıkmayın, yukarısı bok gibi" diyor ve evine gidiyor.

sıra bize geldi. çıktık yukarı. gökhan diye bir supervisor var. suratı sub-zero gibi. mimik yok. 30 dakika modem eğitimi verdi. "hepiniz içeride satış yapacaksınız, size güveniyoruz. " diye de bir ara gazı verdi. çağrı dinlemek için arkadaşların yanına oturttular. telefonu açan "sizin gülümseyen yüzünüzü de ananızı da .... " diye cümleye başlıyor. adam nefes almadan küfür ediyor. ne ayak diye olayın içine iyice dahil olmaya başladım. adam bir ay önce üyelik işlemi yapmış, ancak kurulum ve modemini götürmek için kimse gitmemiş. garibim de her gün gelecekler diye bekliyor. satış sadece telefon üzerinden oluyor, modemi de giden kurulumcular götürüp veriyorlar. her gelen çağrıda ilk müşteri cümlesi küfür ile başlıyordu. ben bunaldım. "nereye düştük .... koyim" dedim. su içmeye doğru giderken bir ses duydum. küçümsemek için falan söylemiyorum yanlış anlaşılmasın lütfen. sağlam bir doğu şivesi olan bir arkadaşın sesi geliyordu. kafamı bir çevirdim. "abe kurren çarpsın göndereceyim, vueallahi göndereceyim. yarın gelecekler evinize, modemiyizi de getirecekler" diyordu ve yüzünde ağlamaklı bir ifade vardı. kendi kendime "bunu kim almış lan işe" dedim. suyu gülmekten içemedim zaten.

6 ay boyunca çok ucuz bir paraya çalıştım. herkesi kovdular, arkadaşım ile beni kovamadılar. buradan bir bok olmaz, bari biz çıkalım dedik ve çıktık. hayatımda gördüğüm en tuhaf işletmedir. daha neler neler gördüm ama en komiği bu kısmıydı sanırım.
güncel Önemli Başlıklar