bugün
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- uzağı göremeyen insan19
- anın görüntüsü20
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- erkeğe ne hediye alınır16
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması10
- evlilik15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- sözlüğün en ruh hastası yazarı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş9
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
hızlı hırsızlık.
yıllar önce iki kişi tarafından uğradığım, karakol ve polislerden iyice soğutan olaydır.
bir daha oraya yolumun düşmemesi için uğraşsam da, kurtulamadım. işim dolayısıyla yine karakola, adliyeye gitmek zorunda kaldım.
akşam 19:30 civarı eve doğru yürürken, iki tane genç de ters istikametten bana doğru yürüyordu. yanımdan geçip gittiler. bir kaç dakika sonra arkamdan çantamı tuttu biri. zorluk çıkarmadım fazla. bıraktım çantayı fakat şoka girdim. yoldan geçen bir araba durdu. bir kadınla bir erkek yanıma geldi. su verdiler.
o sırada oradan geçen bir polis arabasını durdurdular. durumu anlattım ve iki polis, çocukların peşinden koşmaya başladı. beni de az ilerideki benzin istasyonunda bulunan polis minibüsüne bindirdiler. sürekli olarak telsiz konuşmalarıyla haberleşme sağlandı.
1 saat sonunda iki çocuk da yakalanmıştı. yakaladıkları yere gittik. iri yapılı bir sivil polis, çocuklardan bir tanesini arabanın arka koltuğuna atıp üstüne çıkarak dövmeye başladı gözümün önünde.
çocuklar arabaya bindirildi. onlar önde, biz arkada takip ederek karakola gittik.
ifade verildi, eşyalarım kontrol edildi, Üsküdar örnek mahallesi karakolu olarak tutanaklar tutuldu ama;
yolda çevrilip, çocukların peşinden koşan Üsküdar örnek mahallesi devriyesi, benzin istasyonundaki ekip minibüsü ise Ümraniye polisiydi. iş birliği gerekçesiyle her şey yeniden "ortak" olarak düzenlendi ve imzalandı.
ben karakolun girişinde beklerken, çocukların peşinden koşan polislerden biri yanıma geldi. muhabbet başladı;
polis: (gülerek) kapkaççıları yakalayacağız diye çok koştuk. yorulduk ya.
ben: teşekkür ederim.
p: üstümüz başımız da hep çamur oldu.
b: sorun değil, temizletiriz.
p: telefon numaranızı alalım o zaman biz sizin. gönderelim pantolonları.
b: şahsıma ait telefon yok ama şirket numarasını vereyim ben size.
yanlış numara verdim.
o sırada bir kadın geldi karakola. oğlu kayıptı. sanırım daha önce de gelmişti fakat haber çıkmamıştı. memurlar kadını çok işimiz var diyerek başlarından savdılar ki, karakolda memurlar ve benden başka kimse yoktu.
karakolda çocuklar yüzümü görmesin diye, bir araya getirmemek için çok uğraştılar fakat teşhis için Üsküdar çevik kuvvete giderken aynı arabaya bindirdiler bizi.
ben önde, çocuklar arkada, iki polis arasında giderken, çocukların biri sürekli ağlayıp yalvardı; abla biz Bingöl'den geldik, iş bulamadık, mecbur kaldık, sana zarar vermek istemedik diye yol boyunca susmadı.
ben önde, onlar arkada ağlaya ağlaya gittik.
teşhis için odaya girdiğimizde, çocukların arasına zaten daha önce de gördüğüm bir kaç sivil polis de koymuşlardı. teşhisi yaptım ve çıktım.
gece yarısı olmuştu. polisler eve bıraktı beni.
bir süre sonra ben evde yokken biri gelmiş eve ve mahkeme için çağrı kağıdı bırakmış. kağıdı bırakırken de anneme; sakın yalnız gelmesin, başına her şey gelebilir diyerek uyarmış. haliyle annem de korkmuş ve beni aradı.
eve gelince kağıda baktım. matbu bir kağıttan kesilmiş ve arkasına mahkeme bilgileri yazılmış. özensiz bir kağıttı.
ne olur ne olmaz diye, mahkeme gününden önce bilgi almak için adliyeye gittim.
kontrol edildi. hayır, o gün öyle bir duruşma yoktu. hatta o gün duruşma bile yoktu. sadece bir tane keşif vardı, o da benimle ilgili değildi.
aradan bir süre geçtikten sonra bir mahkeme çağrı kağıdı daha geldi eve. bu sefer başka bir adliyedeydi.
mahkeme günü gittim. karakolda verdiğim ifade tekrarlandı. çocuklardan biri 18 yaşından küçük olduğu için zaten bırakılmış. diğerinin cezası devam edecek dediler.
bu da böyle bir anımdır.
yıllar önce iki kişi tarafından uğradığım, karakol ve polislerden iyice soğutan olaydır.
bir daha oraya yolumun düşmemesi için uğraşsam da, kurtulamadım. işim dolayısıyla yine karakola, adliyeye gitmek zorunda kaldım.
akşam 19:30 civarı eve doğru yürürken, iki tane genç de ters istikametten bana doğru yürüyordu. yanımdan geçip gittiler. bir kaç dakika sonra arkamdan çantamı tuttu biri. zorluk çıkarmadım fazla. bıraktım çantayı fakat şoka girdim. yoldan geçen bir araba durdu. bir kadınla bir erkek yanıma geldi. su verdiler.
o sırada oradan geçen bir polis arabasını durdurdular. durumu anlattım ve iki polis, çocukların peşinden koşmaya başladı. beni de az ilerideki benzin istasyonunda bulunan polis minibüsüne bindirdiler. sürekli olarak telsiz konuşmalarıyla haberleşme sağlandı.
1 saat sonunda iki çocuk da yakalanmıştı. yakaladıkları yere gittik. iri yapılı bir sivil polis, çocuklardan bir tanesini arabanın arka koltuğuna atıp üstüne çıkarak dövmeye başladı gözümün önünde.
çocuklar arabaya bindirildi. onlar önde, biz arkada takip ederek karakola gittik.
ifade verildi, eşyalarım kontrol edildi, Üsküdar örnek mahallesi karakolu olarak tutanaklar tutuldu ama;
yolda çevrilip, çocukların peşinden koşan Üsküdar örnek mahallesi devriyesi, benzin istasyonundaki ekip minibüsü ise Ümraniye polisiydi. iş birliği gerekçesiyle her şey yeniden "ortak" olarak düzenlendi ve imzalandı.
ben karakolun girişinde beklerken, çocukların peşinden koşan polislerden biri yanıma geldi. muhabbet başladı;
polis: (gülerek) kapkaççıları yakalayacağız diye çok koştuk. yorulduk ya.
ben: teşekkür ederim.
p: üstümüz başımız da hep çamur oldu.
b: sorun değil, temizletiriz.
p: telefon numaranızı alalım o zaman biz sizin. gönderelim pantolonları.
b: şahsıma ait telefon yok ama şirket numarasını vereyim ben size.
yanlış numara verdim.
o sırada bir kadın geldi karakola. oğlu kayıptı. sanırım daha önce de gelmişti fakat haber çıkmamıştı. memurlar kadını çok işimiz var diyerek başlarından savdılar ki, karakolda memurlar ve benden başka kimse yoktu.
karakolda çocuklar yüzümü görmesin diye, bir araya getirmemek için çok uğraştılar fakat teşhis için Üsküdar çevik kuvvete giderken aynı arabaya bindirdiler bizi.
ben önde, çocuklar arkada, iki polis arasında giderken, çocukların biri sürekli ağlayıp yalvardı; abla biz Bingöl'den geldik, iş bulamadık, mecbur kaldık, sana zarar vermek istemedik diye yol boyunca susmadı.
ben önde, onlar arkada ağlaya ağlaya gittik.
teşhis için odaya girdiğimizde, çocukların arasına zaten daha önce de gördüğüm bir kaç sivil polis de koymuşlardı. teşhisi yaptım ve çıktım.
gece yarısı olmuştu. polisler eve bıraktı beni.
bir süre sonra ben evde yokken biri gelmiş eve ve mahkeme için çağrı kağıdı bırakmış. kağıdı bırakırken de anneme; sakın yalnız gelmesin, başına her şey gelebilir diyerek uyarmış. haliyle annem de korkmuş ve beni aradı.
eve gelince kağıda baktım. matbu bir kağıttan kesilmiş ve arkasına mahkeme bilgileri yazılmış. özensiz bir kağıttı.
ne olur ne olmaz diye, mahkeme gününden önce bilgi almak için adliyeye gittim.
kontrol edildi. hayır, o gün öyle bir duruşma yoktu. hatta o gün duruşma bile yoktu. sadece bir tane keşif vardı, o da benimle ilgili değildi.
aradan bir süre geçtikten sonra bir mahkeme çağrı kağıdı daha geldi eve. bu sefer başka bir adliyedeydi.
mahkeme günü gittim. karakolda verdiğim ifade tekrarlandı. çocuklardan biri 18 yaşından küçük olduğu için zaten bırakılmış. diğerinin cezası devam edecek dediler.
bu da böyle bir anımdır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar