bugün

felsefe insanlari uyusturan bir afyondur

bir açıdan da afyoni tavrı "sus lan pis cahil lümpen" demesidir. kant da, erasmus da iş laura'ya gelince raydan çıkmıştır. romantizm sadece duygusallık demek değildir, başka bir anlamı da var. felsefeciler romantiklerdir. hem o türlü romantik, hem bu türlü romantik. akıl, bilim, sınama ruhun ölçülendirilmesi konusunda şaşkaloz bir eda ile terk i diyar eder mevzunun sınırlarını. ve felsefeci determinist ya da indeterminist gözyaşlarına gark olur. oysa akıl ve mantık yolculuğunun müdavimine yakışmaz bu tavır. retorik metinlere gelince: nietzsche'yi anmamak mümkün değil: "sığ suyu bulandırıp bakın burası derin diyenler; hainler, ibneler" -ilave kısmı bennden olsun.- ve dikkat çekmeye uzanırsak: insanların dikkatlerini çekip de ne yapayım. klasik örnek: binlerce yanyana sıfır var, başlarına bir doğal ya da asal sayı gerekli. kuyruk mu? kimin, hangi izmin, hangi şiarların kuyruğu?