bugün

belagat

bir düşünce ve duygunun yerinde ve zamanında manası en açık şekilde ve akıcı bir dille ifade edilmesidir. Kelimenin temel anlamı ulaşmak, bir şeyin son noktasına erişmek, olgunlaşmaktır. belagat kitaplarında sözün fasih(açık , anlaşılır ve akıcı) olmak şartıyla muktaza-yı hal ve makam denilen (a) söyleyenin,( b) söze muhatap ve (c) dile getirilecek düşünce, duygu ve hayalin durumuna uygun şekilde söylenilmesi olarak tanımlanır. Muktaza-yı hal ve makam, lafızların gösterdiği anlamların belirlenmesi ve anlaşılmasında önemlidir. aynı kelime farklı bağlamlarda farklı anlamlar kazanabilir. belagat ile iki şey nitelenir: kelam/söz ve bu kelamı dile getiren (mütekellim).

Birisine bir söz söyleyecekken onun zihni, psikolojik durumuna göre çeşitli seçeneklerde bu sözü söyleriz. Belagat bu seçenekler arasından en uygun olanıyla birleşmesidir.

belagat için öncelikli şart fesahattir. fesahat ilgisini daha çok lafzın tek veya ibre halinde niteliklerine yöneltir; belagat ise tek tek lafızla ilgilenmez, cümledeki kelimeleri birlikte ifade ettikleri mana ile ele alır.

bir sözün beliğ(belagat açısından değerli olma) niteliğini kazanması için lafzın kulağa ulaşması, yani sesin algılanması ile mananın zihne ulaşmasının aynı zamanda olması da lazımdır. bu ise ifade de açıklık demektir. Tabi bu her beliğ söz için geçerli bir şart değildir. eğer böyle olsaydı gerçek manada kullanılan sözler, mecazlı söyleyişlerden daha beliğ olurdu, fakat durum böyle değildir. Hatta bunun aksine mecazlı söyleyişler beliğlik açısından daha müreccahtır.

Bir kişinin beliğ niteliğini kazanması için, beliğ sözlerle maksadını ifade edebilmesi lazımdır.

Belagat bir ilim olarak üç kısma ayrılır: Meani, beyan, bedi. Meani, sözün duruma uygun şekilde nasıl ifade edileceği, beyan bir maksadın birbirinden farklı usullerle dile getirileceğini, bedi ise maksadı ifadede yeterli olan söze mana ve ahenk açısından güzellik verme yollarını gösterir.