sözlük yazarlarının itirafları

Ben iyi olmayı beceremiyorum. iyi biri olmak için çok fazla şüphe var içimde. Çok derin bir karanlık. Kötü biri olmayı da beceremiyorum üstelik. Sebepsiz yere, çoğu zaman çöpe döneceğini bildiğim bir sevmek tutkusu var içimde. Sevmek arzusu ve sevebilmek yetisi. Bunu durduramıyorum, yapabilsem yapar mıydım bilmiyorum. Sevince pürüzleri törpülüyor, diken batmaz oluyor insan. iyi bok yiyor. Yiyorum.

Aynı anda iki tarafta olmanın verdiği huzursuzluk hali. Daima güvenip aralıksız şüphe hali. Birazcık kin tutabilsem, biraz nefret edebilsem bir şeylerden. Genel kötülerden değil ama, herhangi bir şey, biri belki. iki taraftan birine meyledebilsem, nerede olduğumu bilebilsem. Başıma gelen her felaketi, tanıştığım her orospuyu/orospu çocuğunu ‘olasılık dahili’nde almasam mesela. Kötü biri olmayı daha çok istiyorum sanırım. Bir zırh edinme çabası belki, bilmiyorum. Şuursuzca sataşabilsem birilerine, hiç bilmeden atıp tutabilsem. Hiç haddim olmayan işlere kalkışabilsem. Kendimi en iyi, en prenses, en güçlü falan sansam ya da ne bileyim müthiş bir sahtekar olsam. insanların ağzından laf alabilmek için kırk takla atsam. Sonra öğrendiğim her şeyi sağda solda anlatsam. Beni çok seven insanların arkasından onların hatalarını, hastalıklarını falan anlatsam ilgi orospuluğunun ilk basamağı olarak. Buna katıksız bir inanç beslesem, belki bir yol olurdu. Bir yer olurdu ayaklarımı basabileceğim. O da bana şunu yaptı yea, yavşaklığına tutunurdum. Belki. Bilmiyorum.

iyi biri olmaya meylimin azlığı yüreğimin kararmışlığıyla alakalı sanırım. Hakkını veremeyecek olmanın çekingenliği üstümdeki. Kalbimi lekeleyen birilerinden, bir şeylerden uzak kalabilmeye daha evvel başlayabilseydim, kurtarırdım belki o zaman kendimi ama o kadar çok pislik gördüm, öyle çirkin şeyler öğrendim ki kime sorsam dönüşüm yok. Kimseye sormam gerçi. Düşkünlüğünü, rezilliğini, olmasa da olurluğunu kabul edecek bir tek adam yok çünkü tanıdığım. Tutup bir de ben ummanda her bir katrenin varlığının önemli olduğuna inanırım. Kötünün varlığına, bunun gerekliliğine kendisinden çok ben inanırım. Ben iyi bir insan olamam. Sevebilirim, şu dünyada sahici bulduğum tek şeyi tahayyül edilemeyecek şekilde büyütüp sunabilirim ama iyi biri olamam. Sevince, bağlılık duyunca kötü biri olunur mu? O da olmuyor işte. Sabah uyanınca ilk iş küçük bahçemize bakıyor oluşum, söğüt ağaçlarının beni hep gülümsetmesi, bir şekilde iyi hissettirmesi falan kafi gibi sanki. Kötülüğü şüphe götürmeyen şeylerin veya birilerinin iyiliğe dönüşü için ettiğim dualar, güzel bir şarkı duyunca, samimi bir alaka görünce insanlar arasında, hayvanları besleyince ya da, dolan gözlerim sanki pırıl pırıl biri etmeye yeter gibi. Yetmiyor. Kandırmıyorum kendimi.

Ben bu araf durumundan çokça sıkıldım. Bir iki habis his dışında her şeyi iliğime kadar duymaktan falan.

Düşününce, kötü olabilme yolunda gönlümde yatan en büyük istek yaşadıklarımı saklayabilmek. Hiç açık vermemeye çalışmak. Sürekli mükemmel olduğumu kanıtlamaya çalışmak falan. Böyle sikik sikik şeyler. Durduk yere itin köpeğin oyuncağı olmamak için. itin köpeğin varlığına bile hürmetimi çıkıp da biri sikmedi ki.

(Sen de oku bunları. Okuyorsun, biliyorum çünkü. Çok büyük hesaplaşıcaz, güzel anla bunu ama n’olur, demek ki zamanında iyi koymuşum, triplerine girme. Çirkinliğin yüzüne vuruyor artık, kendin için yapma. Sana tavsiye verecek insan olmaktan çok derin bir üzüntü duyuyorum ama al bunları, anla. Kendini gör. Oysa ne çok sevildin zamanında. Nasıl ayrı tutuldun. Aslında sırf bil istiyorum diye yazıyorum, hala koruyorum seni kendi yaptıklarının sonuçlarından. Ardından tek kötü kelime ettirmedim hala. Kendi kendime yaşadığım sana dair çok derin hayal kırıklığı anları dışında ben de tek kelime etmedim senin hakkında. Bu da böyle bir parantez içi olsun.)

inancımda hürmet var. inancımda susabilmek var. inancımda haddimi bilmek var. Korkumdan değil ama. Cehennem ateşlerine çoktan razıyım, varsa. Başka türlü bir cehennem var çünkü benim aklımda. Nasolsa yanacam o zaman neden bir şeylerin amına koymuyorum, fikri oluşmadı hiç. Bu ve anneme dair sevgim en temiz şeyler içimde.

Nereye mi varmaya çalışıyorum? Hiçbir yere. Hiçlik içerisinde salınmak tüm yaptığım. Hiçliğe dönüşecek şeyler var etmek. Var oluşun en büyük parçası hiçliğin önünde derin bir saygıyla eğiliyorum ki o heplik aynı anda. Ben buna inanıyorum.
Söz konusu hep ve hiç olunca her şey nasıl da boş/boşlukta. Ben bunu hissetmeye dayanamıyorum işte.