bugün

fazla naz aşık usandırır

kadınlar bunu her zaman istemli yapmıyor. küçüklüğünden bu yana pembe dizilerle, romantik komedi filmleriyle büyüyor, ailesinde prenses rolü veriliyor, korunan ve daima korunması gerektiğine inandırılmış şekilde yetiştiriliyor. dolayısıyla sergilediği kaçma psikolojisi, erkeğin ona olan aşkını sınıyor ve bu içselleştirdiği duruma ne kadar hitap edebildiğini görmek istiyor. bu durumda geleceğe dair ipuçları yakalıyor kendince, kaçarsam bu adam beni daha uzun vadede sevecek ve değerimi daha fazla bilecek. 20 yıl önceki aşk ve aşık için bu usandırma eşiği çok yüksek olabilirdi. ama artık erkek de her şeye daha rahat ulaşabildiğinin farkında. sen olmasan bir başkası olur. tensel yakınlaşma kimsenin odağında değil, çünkü biliyor ki biraz bu naza olumlu tepki verirse onunla olabilir. artık çirkin erkek güzel kadın ilişkileri zor değil, yadırganmıyor. insanların kafalarında evrensel bir güzellik anlayışı da yok. tüm bunlara rağmen ısrarla kaçan kadın artık kovalanmıyor. ne aşk kalıyor bu süreçte ne aşık. artık sanal dünya hayatın en büyük gerçeği. insanlar fikirlerini, duygularını ifade ediyor ve önce karşısındakinin zihniyle ilişkiye giriyor. kaçma, kovalama yerine istediği erkeğin/kadının bir noktasından yakalama gayesi taşıyor ve kazanan ilişkiler bu zeminde gerçekleşiyor. bir insanı keşfe çıktığınızda bedeni tükenirken, asıl gizli olan düş dünyası ona dair duygu ve fikirleri heyecanı ayakta tutuyor. artık zor adam/kadın taktiği sökmüyor, bana kalırsa sökmemeli de zaten. kötüden ve zordan değil, iyi olandan ve yakınlaşabildiğinden haz duyuyorsun. fazla naz ne sizi edepli yapar ne de adap bilir kılar. yaşasın şeffaf kimseler ve onların şeffaf tavrı!