bugün

telefon kılıfı

kainatın en dertli icatlarından.

şimdi telefon yeniyken bi heves alıyorsun; yok altı çizilmesin, yok kenarı sökülmesin ya çooook gereksiz işte bu durum. çizilsin amk telefonu. kullanıcısı ben değil miyim, bozulana kadar kullanıp yenisini alınca kenara atmayacak mıyım. at gibi kılıflar alıp, telefonun formunu bozmaya ne lüzum var?

hele hele 92 ve üstü doğumlu kızlar mincikli ponçikli kılıflar takmıyorlar mı o telefona, ellerinden alıp kaldırımlarda sektiresim geliyor kafalarını. bir insan pembe kılıf kullanacak kadar ne yaşamış olabilir şu hayatta? ya da telefonun götüne eyfel kulesi koymak nasıl bir ruh hali yansımasıdır? şey de var; kırmızı telefon klübesi, hani ingiliz stayla olan. ya dilerim o kulübenin içinde yıllarca mahsur kalırsınız, dilerim mahsur kaldığınız o günlerde saçlarınız bitlenir de bitli bitli ölürsünüz!

benim lise başlarında 3310 um vardı. allahım o telefonu maynum ettim ben. önce kılıfını değiştirdim. mavi, şeffaf, ayıcıklı bir kapak aldım. sonra tuşlarını kazıdım, o zaman tuşlara bakmadan sms yazmak modaydı. telefonun tuşları silik bi düşünsenize bendeki havayı, oh yes! sonra telefonun anten kısmına püsküllü, boncuklı bi zımbırtı taktım, antene denk gelen yerine de bi stikır. o stikırlar telefon çalmadan 10 saniye önce yanıp sönmeye başlıyordu hahhaha inanılmaz havalıydı. anlayacağınız ben o telefonu çin kerhanesi gibi ışıl ışıl yapmıştım, ama yaşın 15ti amk. 30 yaşındaki karılar ayfonlarına tavşan kulaklıklı kılıflar takıyor ya! bunların kocaları, abileri yok mu arkadaş? biri de çıkıp demiyor mu 'ben tam bir amcığım' demenin başka yöntemlerini denemelisin diye?