bugün

süslüman

Zengin ve başörtülüler. Abartılı yaşam tarzlarını, marka eşyalarını, altın USB ya da gül kabartmalı gözlüklerini, tasarımcı imzası taşıyan kombinlerini sürekli Instagramda paylaşıyorlar...

Bir iş yemeği; ben havalı yemeklerin fotoğraflarını çekerken yanımdaki hanımla başlıyoruz bir Instagram muhabbetine. Şu günlerde Süslümanlar'dan başka bir şeye bakamıyorum diyor genç hanım; Başka hiçbir şey bu kadar ilgimi çekmiyor!

Süslümanın zihnimde süslü ve Müslüman kelimelerini birleştirmesiyle bu şahmeranın büyüsüne kapılıyorum: Kim ki bu süslümanlar?

Şahsen tanımıyorum. Tesettürlü, başörtülü genç kadınlar. Çok zengin bir hayat sürüyorlar ve sürekli bunu gösterme hevesindeler. Giysiler, aşırı abartılı. Renkler çok parlak! Partiler, fazla kokoş. Mekânlar uçuk; zehirlenmiş gibiyim, sürekli fotoğraflarına bakıyor, yorumları okuyorum. Hele o yorumlar! Mimarlık okuyorum, bizim okulda herkes süslümanları izliyor.

***
Günler sonra bahsedilen Instagram hesaplarından birine bir bakayım dedim. Öyle Bir arkadaşa bakıp çıkacaktım kolaylığında değilmiş iş Artık ben de zehirlenmiştim.

ilk önce bir hesapla başladım.

Tuba Ünsal'ın farklı bir versiyonunu izliyor gibiydim. Ünsal kumsala havlu ve votka koyuyorsa, bu kız havlu yanına, lüks marka bir soda, Ted Baker iPad çantası da koyuyordu.

Yine pek çok ünlü popüler simamız misali, tüm @ işaretleri ve hashtagler birilerine; belirli markalara işaret ediyordu.

Bugünkü kombinim çok sevgili @bilmemkimden gibi... Sonra seksek ya da Buna evet diyorsan bir sonraki hesaba geç gibi bir tür oyun başladı. Her Bilmemkimin hesabında, bir ayrı şaşırtıcı dünya Öyle bir zenginlik ve öyle bir hayat tarzı ki Bir gün, -türbanı saymazsak- ABDde bir beyzbol maçına gittiğine iddiaya girebileceğim kıyafetlerle Fenerbahçe maçında, diğer gün Jennifer Lopez konserindeler. Lopez konserinde türban üzeri, Lopez maskeleri takılmış. Hocanıza şikâyet edeceğim yorumuna da oo duamızı ettik, hocamızdan iznimizi aldık da geldik yanıtı verilmiş.

UMRE KOMBiNiM

My sis ile sinema keyfi başlığı; dev ekran karşısında masaya uzatılmış pofuduk terlikler; masada salep, onlarca çeşit ve marka çikolata.

Ya da işte böyle bir pazar başlığının üzerinde hem yerli, hem yabancı Elle ve Voguelar yanında Moda ve Zihniyet, Allah Beni Böyle Yaratmış gibi kitaplar, bir de Aysha.

Devam edeyim; bir gün bir bakanla, bir gün çok ama çok zengin bir işadamıyla yemekteler.

Bir gün giysiler işte Umre kombinim diye etiketleniyor, üç gün sonra gece gezmesi adlı bir fotoğraf yükleniyor; başörtüsüne uygun can alıcı renklerde spor ayakkabılar, her yerinde dev kurukafalar barındıran altın rengi kazak, kürk yelek ve haki bir pantolon.

Sevgililer Gününden Anneler Gününe her türlü özel gün, pastalarla kutlanıyor. Sevgililer Günü için daha çok yan yana kızlar ya da üzeri kalpli köpüklerle bezenmiş kahve fotoğrafları var. Kapanma partisi, taç giyme merasimleri, bunlar için yaptırılan pastalar; dini vecibeleri canlı yayında eğlenceye dönüştürme hali.

KIZ GÜCÜ VE MARKALAR

Fotoğraflara yapılan yorumlar ise daha da ilginç. Emotionlar ustalıkla kullanılıyor bir kere; pembe kurdeleler, alkışlar, kalpler, el ele kızlar... ingilizce kısaltmalar da gırla. Herkes kendi kombinini tanıtıyor; yiyip içtiğini, kullandığını daha doğrusu
markaları yazıyor ya da tagliyor; yani etiketliyor. Bu nedenle de yorumların bir kısmı internet alışveriş bloglarını andırıyor.

Ne güzelsin, ne şahanesin, bayılıyorum, beni de yanına alsanalardan geçilmiyor! Bir kısmı ise Allah seni sahibine bağışlasın tadında; dualar da var. Sık sık kız gücünden Voltranı oluşturmaktan (evet ifade bu) bahsediliyor.

Her ama her konuda bir marka vuku buluyor.

iKON VE iKONCANLAR

Bir de tabii ki tartışmalar Çünkü birtakım başörtülü kadınlar ikon, bir kısmı da ikoncan. Sadece kendi tasarladığı kıyafetleri modellerle paylaşanlar olduğu gibi, kendini model olarak kullanan da çok. Ama tabii buradaki cesur kombinler her zaman hoş karşılanmıyor.

Katar Emirinin eşi Sheikha tarzı bağlanan türban mesela Instagramda kıyamet kopartabiliyor; çünkü boyun açık kalıyor! işte bu durumda Hadis-i Şerifler Instagrama düşüyor.

isim vermiyorum, hesap adı söylemiyorum, fotoğrafların da yüz görünenlerini seçmiyorum; bu yüzden anlatmakta güçlük çekiyorum ama çekirdek çıtlar gibi hissediyorum.

Pencere önünden kalkamıyorum!

Bir taraftan zenginliği izliyorum, bir taraftan aslında yeni içine giriyormuşum gibi hissettiğim bir hayat tarzını. En yakın türbanlı arkadaşım, 2004 yılında Türkiyede iki kere üniversite kazanıp, önce devlet, sonra özel üniversiteye gidemeyen, bu yüzden de ABDde bir dönem birlikte okuduğum Ayşe idi. O da zengin, o da güzel bir kızdı Ama bu kızlar, Ayşeden bir hayli farklı. Eski bir liseli deyimiyle bahsettiklerim Ayşe'nin yanında Etiler'deki tiki tayfa sanki.

LUCCA DEĞiL, KURUÇEŞME'DEKi HUQQA

Lucca yerine alkolsüz, nargileli, modern Huqqa'daki localarına giden genç kızların fotoğraflarını bu gözlükle aşk yaşıyorum diye paylaşılan üzeri kabartma güllerle kaplı gözlüğü, hani türban üzerindeki güneş gözlüğünü görmesem Aaa Kim Kardashian diyebileceğim kızı izlemek bana dozunda bir hayret veriyor.

BESTE UYMUŞ DA GÜFTE KÖTÜ

Yanlış da anlaşılmasın; fotoğraflarını izlediğim kızları bayağı seviyorum; her biri harbiden yorumlardaki gibi nur yüzlü zarif, uzun, incecik, hanımefendi, düzgün genç kızlar.

Açıkça altını çizeyim, dini inançla ilgili bir şey yazmıyorum; beni rahatsız eden bir uyarlama gibi duran haller. Kimi zaman bir Beyonce klibini Petek Dinçöz'den izler gibiyim! Beste iyi de güfte tutmuyor. Bu halde de bir tek tiplik var.

Galata'daki Mavra kafenin garsonu Murat'ın Bizim marjinallerimiz böyledir, birbirine benzer demesini hatırlatıyor. Kurt Cobain'in depresyon hırkası sırtında, baharda bile başında düşük bir bere, dar kotlu,rayban yakışıklıları nasıl ki tek tipse bu kızlar da bir tip.

DiNDARLAŞMA DEĞiL SOSYALLEŞME ARACI

Eklerimizin Yazı işleri Müdürü Gülay Altan, Esra Elönü'nün bir yazısını uzatıyor; X semtte genç kızları zengin ve para göbeği sağlam adamlara 2. eş olmaya ikna eden yaşam koçları varmış diye başlayan Muhafazakâr hatun dergilerine kapak kızı olmak için şalıyla yırtınan kızların olduğu diye devam eden bir yazı.

Sonra Esra Elönünün Didem Arslan Yılmazın bir programındaki görüntülerini izliyorum; sanki onun bazı sözleri açıklayıcı oluyor:

Din zenginlerin eğlencesi olmuşsa, bu, muhafazakârlığa tekabül ediyor. Muhafazakâr kadın dergilerinde de başörtüsü teşhirciliği yapıldığını düşünüyorum. Bu dergilerin burjuva kesime, hatta muhafazakâr erkeklere hitap ettiğini düşünüyorum. Overlokçuda çalışan bir kıza hitap ettiğini de düşünmem. Başörtüsünün dindarlaşma değil sosyalleşme aracı olduğu; başörtüsünün de kanallandığı ve katmanlaştığı görüşündeyim. Yeni dönüşmüş bir kadın imajı var; Başörtülü kadın böyle olmalı artık böyleyiz demek başka tek yönlü bir şey!

Dindarlaşma değil sosyalleşme aracı olarak başörtü cümlesiyle biraz netleşiyor görüntü...

NiLAY ÖRNEK / AKŞAM