bugün

demokrasiyi özümseyememiş insanlar

türkiye de her kesimde bolca mevcut olandır. malesef demokrasi araç olarak gerçek emellere ulaşmak adına kullanılır.
apolitik yaklaşımla; iktidarımız ve muhalefetimiz demokrasiyi bilmemektedir. iktidarımız bunu diktatörlüğe çevirme yarışındadır. muhalefetimiz ise iktidarı ele geçirme ve sonrasında bunun üstüne yatma heveslisidir.

hatırlayalım. recep tayyip erdoğan, bir şiir okuduğundan hapse atılmıştı. o günlerde bunu çokça protesto etmiştik. üniversitede iken metalci sakalımdan dolayı dışarı atıldığımda muhafazakar arkadaşlarla bunu protesto etmiştik. peki o günlerde demokrasiyi ağzından düşürmeyen sağcı kesim bugünlerde bunu tamamen unutmuş durumda. kendi zengin yapısının devamını koruma derdinde.
diğer taraftan bugün recep tayyip erdoğanı diktatörlükle suçlayan bazı eski solcular, sanatçılar ise o günlerde rejimi savunmak adına taklalar atıyorlardı. meydanlara dökülmüş olan insanları aşağılıyorlardı. kısaca tatlı su balığı muhalifleridir onlar. yapacak çok işi olduğunu söyleyen memmet ali alabora gibilerini kasettiğimi anlayabilirsiniz. 12 yıl önce ben üniden atılırken*, ülkeyi terketmek zorunda bırakılırken neredeydin ey memoli? sen o zamanlar dizini çekiyor ve malum düzende iyi kazanıyor ve villanda oturuyordun.

bazıları ise zaten demokrasi ile yakından uzaktan alakaları yok. onların amacı yakıp yıkmak, karışıklık çıksın, ülke zayıflasın ve kendilerine muhtaç hale gelsin derdindeler. onların zaten demokrasi ile dertleri yok.

biz demokrasiyi, insan haklarını bilmiyoruz. nerede neye tepki vereceğimizi bilmiyoruz. sokaklara dökülerek, yakıp yıkarak elde edeceğimiz hakların da başkası tarafından yine sokağa çıkarak yakıp yıkılarak elimizden alınacağını kavrayamıyoruz. anarşiyi meşrulaştırıyoruz. yakıp yıkmayı legalleştiriyoruz. hatamız burada.
inadına demokrasi inadına insan hakları.