mevzu taksim ise aktivist olan tırt solcular

solcu kesmin yüzde doksanının sefih kodamanlardan oluştuğu bir ülkede yaşıyoruz, ne yazık ki. bu yüzden; taksim, nişantaşı, şişli, kadıköy (moda, bağdat caddesi ve bahariye tabi, fikirtepe değil) ve muadili muhitlerde herhangi bir değişiklik yapılacağı zaman tedirgin olup aktivist kesiliyorlar.

yılan onlara dokunmadığındaki solculuk anlayışları nasıl mı? sabahtan akşama kadar kafaları güzel bir şekilde sabahattin ali'nin kürk mantolu madonna'sını okuyup birbirlerine;

- ya keşke dönemin dimanikleri uygun olsa da bir devrim yapsak amına koyim ya.
+ sorma abi ya. bu arada malı soğuta soğuta söndürdün amına koyim.

diyerek günlerini gün ediyorlar. en kral liboştan daha liboş olan bu insanlar ya taksim ellerinden kayıp giderse diye korkuyorlar. neden mi? sembol olduğu için. peki taksim neyin sembolü? işçinin mi? emeğin mi? ı ıh, değil artık. ot, içki, karı, kız, erkek ve hapın.

adam olun da sarıgazi'yi, sultanbeyli'yi, çorum'u, mardin'i, reyhanlı'yı sahiplenin. oradakilerin canı yanınca facebooktan paylaşım beğenip 'ya basın uyuyor resmen, hem ne yapalım ki tüm basın adamların ellerinde' ağlaklığı yapmakla yetinmeyin. isteyince sesin gayet güzel duyurulabildiğini gördük işte.

not: tanıma uymayan solcuları tenzih eder, yanaklarından öperim.