bugün

hüzün

"allah hüzünlü kalbi sever"
hilyetü'l evliya

"hüzün ki su ve ateştir ılgım salgım; gülünü de gülistanını da, ırmağı ve lalesini de ateş ve suya döndürür hayatın... hani ateşe değince bir su, bakılır ya niceliğine ırmak mıdır, ya yağmur mu. Yağmurlu havanın yangını büyük olur ya hani; hani serpintiler ateşi besler ya!?.. bardak bardak boşalıyorsa bir su, söner de alevler; yağmur yağmur serpilince çoğalır ya hani!..

hüzün ki kalpte başlayan bir yanıştır, elbet onu söndürmek için gayrete gelir göz pınarları yağmur yağmur... ve ne yazık ki ırmak olamadıkça, yalnızca içindeki yangını çoğaltır bir kuşcağızın. minicik kalbi yandıkça ağlayan bir kuş, gerçekte kentler tutuşturacak yangınlar çoğaltmaktadır turfa yüreğinde ve yazık ki başkaları gafildir alevlerden... bir döngüdür bu yüzden su ve ateş, hüzün potasında insanı yandırmak için; ve belki başına baht, ayağına taht kondurmak için.

rüyalarına siyah hüzünler düşen kuşcağız! damlada denizce çağladın mı hiç?"
kırk güzeller çeşmesi
iskender pala

en coşkulu anında bile gözlerine baktığında "canın bir şeye mi sıkkın senin" diyorsa yeni tanıdığın insanlar, bu cümlelerin hüzün olduğunu anlıyorsun demektir.