bugün

alper görmüş

Medya analizleriyle ünlüdür.
Herkes onu, Nokta dergisinde Darbe Günlüklerini yayınlayan adam olarak bilir.
işte Alper'den şapka çıkartılası bir 'gazeteci' analizi:
------
GAZETECi MUTSUZLARDAN TARAFTIR ----

Şimdi adını hatırlayamayacağım bir Avrupalı reklamcı, “Reklamcılar mutlu insanları sevmez” diye yazmıştı bir kitabında, “çünkü mutlu insanlar çok az tüketirler”.

Acaba diyorum, benzer bir şey gazeteciler için de öne sürülemez mi? Yani, yapılan işin niteliğinin belirlediği bir “meslek doğası”ndan gazetecilik mesleği için de söz edilemez mi?

Gazetecilerin huzurlu, sakin, kendi hâlinde insanların dünyasından değil de kavgacı, gürültücü, saldırgan insanların dünyasından beslendiği, bir vakıa... Eh, bu durumda reklamcıların “mutlu insanlardan hoşlanmamaları”na benzer biçimde, gazetecilerin de huzurdan, sakinlikten hoşlanmamaları “normal” değil mi?

Bakmayın böyle kuşku duyuyormuş da sorularla yoklama çekiyormuş hâllerime: Tabii ki gazetecilerin kahir ekseriyeti huzurdan çok huzursuzluktan; sessizlikten çok gürültüden; barıştan çok savaştan hoşlanır.

Medya, dünyanın her tarafında böyle, fakat galiba bazı ülkelerin medyası daha fazla böyle; bizimki dâhil....

Bir savaş ihtimali belirdiğinde (ille “bizimkilerin” savaşı olması gerekmiyor) hangi ülkenin medyası birinci sayfalarını savaş uçaklarıyla, komandolarla, “teknoloji harikası” silahlarla donatıyor?

http://www.taraf.com.tr/a...-dagdan-onurlu-inis-2.htm