bugün

namaz kılarken uyumak

(bkz: namaz kılarken uyutulmak)

namaz bir şükür ve allah'a yalvarma biçimi iken, sonraları sanki dinin ve yaşamanın tek amacı buymuş gibi, islamın olmazsa olmaz şartlarından biri haline getirilmiş; insanlar her gün camilerde, aslında bir eğitim-öğretim yuvası olan camilerde, artık kimse kimsenin yüzüne bakmadan ibadet eder durur olmuş, yine kimse kimseye selam vermeden, namaz biter bitmez bir an önce camiden çıkıp oyalanmalarına devam eder hale gelmiştir. Böylece müslüman toplumu düşünmeyen, toplu ve aktif faaliyet gösteremeyen, cahil insanlar yığını haline gelmiş ve yönetim katındaki insanlar tarafından istedikleri gibi kullanılabilir olmuşlardır.

Peşin not: bu yazdıklarım yanlış anlaşılabilir diye bu notu yazma ihtiyacı hissettim. Kesinlikle Namaz yoktur demiyorum. Peygamber namaz kılmıştır. Hem de ayakları şişene kadar kılmıştır. Ancak bu şekilde ibadeti sadece evinde, gizlice gece yarılarında, allah'la başbaşa iken yapmıştır. Camideki namazı ise eğitim-öğretim, yani dini sohbet ve allah'ın adını yüceltme amaçlı toplantılardan (salat) önce kılmıştır. Zaten namaz sonrası selamlaşma ve tesbih(yüceltme) ve zikir'in(anma) de asıl şekli bu eğitim faaliyetidir.

Fakat emevi döneminden itibaren yönetimin baskıcı bir tutum ile toplumu şekillendirme amaçlı politikasını gerçekleştirmek için yukarıda bahsettiğim gibi insanları namazla uyutma yolunu seçmişlerdir. Başarılı da olmuşlardır.