bugün

ninenin mektuplari

amanın yavrım,
geçenlerde senin hıkgıdık ülfet'e piyangodan para çıkmış. dıbırdıbır memet' söz vermiş imiş, şehere gitcez, ırakı içcez demiş imiş. köyün altından bi tane kamyonun ardına binmişler, ırlana ırlana şehere gelmişler. eyicem löküs bi ristorant lokantası mı varmış, neyse oraya girmişler. ortaya gocuman bi ırakıyı koymuşlar, pahalı aşlardan da ısmarlamışlar. e ne derler imam ölüyü, deli deliyi sever misali, açcık para görünce cabılı domuzun cebi, donatıvemişler gari tüm masayı. sonra bakmışlar yandaki masada açık yakalı, eyicen fiyakalı, yüzü gözü bi okka boyalı, saçı kukuletalı bi hanımınan bi guburdak adam oturuyo. açcık sonra guburdak adam garsonu ünlemiş, ''garson bey lütfen bize hardal getirir misiniz'' demiş. garson da kara urbaları çekmiş sırtına , kelebek gravatı takmış boynuna , bi tane peşkir kolunda, ufacık bi kavanoz elinde gelmiş. bizimkiler de şöyle gözlerini kıyneştirmiş. sonra bıçağın ucuynen biraz almış, karıynan adamın çanağının kıyısına çalmış. derken kadın bi gıymık ekmeğe bıçağın ucuynan hardal denen işeyden açcık sürmüş, ağzına atmış. senin dıbırdıbır memet, ''ülen ülfet abi ''demiş, ''bunların yediği çok pahalı bi şey herhalda. baksen ya , bi bıçak ucu aldılar tabaklarına''. hıkgıdık ülfet geri mi kalcek, garsonu ünlemiş. sesini de eyice yükseltmiş, ''garson bize bi kavanozun hepiciğini getir, ortaya ko'' demiş. ee para var domuzun cebinde. heç kalcek mi geride? garson açcık şaşırmış emme müşteri değil mi, e kırmayacak helbette, bi kavanoz hardalı getirmiş ortaya komuş. dıbırdıbır memet bizde para çok der gibicesine, kavanozla getittiririz dercesine, bi koca dilim ekmek almış, zehir gibi acı şeyi beş kat üstüste çalmış. yandaki masaya da arasıra şöyle bi yukardan bakarmış. bi gocuman lokma ısırmış, anam anam,gözünden ateş fışkırmış, ama heç bozuntuya verecek mi, üç koca lokma daha yemiş. öf len öf öf,cehennem gibi ağzı yanmış, sel gibi gözünden yaş akıtmaya başlamış. hıkgıdık ülfet, ''ülen memet,ne ağleyon arkıdeş, bitçek diye mi üzülüyon ne, paramız çok oğlum bizim, bi kavanoz daha getittiririz, ye domuz ye!'' demiş.