bugün
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- hamas bir terör örgütüdür20
- erkeğe ne hediye alınır34
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
geçmiş nedir? şimdi nedir? gelecek nedr? rüya nedir? hayal nedir? bunların ne olduğunu nasıl biliyoruz? gerçekliği diyerlerinden nasıl ayırd ediyoruz? bu algılarımızın şiddetiyle ilgili. daha detaylı daha kuvvetli algıladığımız şeye gerçeklik ve şimdi diyoruz. daha flu ve belirsiz olan bulanıklık içeren ve belli belirsiz olanları ise diyer kategorilerden biri ile niteliyoruz. gerçeklik o kadar belirgin bir algıdır ki onun etkisi diyerleri (hayal kurarken geçmişi hatırlarken v. s.) varken dahi hissedilebilir. bizi biraz olsun gerçeklikten koparıp kendini gerçekmiş gibi algılatan tek şey varsa o da rüyadır. rüya oldukça gerçek görünen bir kuvvettedir. ancak burada duyu organlarının uykunun sebep olduğu kimyasalllar yüzünden işlevsizleşmesi de bir o kadar etkilidir. (aslında burada işlevsizleşmek yerine yanlızca deyişek demeli çünkü belkide uyanıkken işlevsizleşiyordur.)
peki bir şizofren nasıl olur da gerçekle hayali karıştırır. sanırım hayal gücü normal isnsanlara göre daha kuvvetlidir. yani onu şizofren yapan şey bir eksiklik değil bir fazlalaıktır. fazla kuvvetli bir hayalgücü var. ve bu anlamda kuvvetli bir beyni. tersi de doğru olabilir belkide gerçeklik algı seviyesi bizimkinden zayıftır.
o halde gerçeklik dediğimiz şey sonuçta, algıları hissetme bakımından sıraladığımızda en kuvvetli hissettiğimiz algıdır. bundan sonra anılar (gerçeğin gölgesi) hayaller ve rüyalar gelir.
gerçeğin diyer bir ayırdedici tarafı objektif görünmesidir. gerçeklik adete birlikte görülen bir rüya gibidir. belirli nöanslar dışında o gerçekliği paylaşanlar aynı şeyi anlatırlar. aynı olayı yaşayıp farklı anlatan bir gurup insan olasydı kendimizden eminliğimiz törpülenir ve bir süre sonra bundan şüphe duymaya başlarık. yine de bu kriter ikinci sıradadır. birinci sırada algının şiddeti yeralır. acaba uun bir rüyada bir olay yaşansa ve rüyadakilere sorulsa onlar şahit olunan olayı bizim gerçeklik dediğimiz durumdaki gibi nesel olğularda hemfikir olarak mı anlatırlar? böyle bir tecrübem olmadı.
ancak rüyaların mantıksal çelişkilerle dolu olduğunu da biliyorum. o halde gerçeği gerçek olmayandan ayırd eden diyer bir kriter de mantık denilen dizgeye uygunluğudur. akla uygunsa ger çektir diyer durumlarda şüphe uyandırır ve sorgulanır.
sonuç olarak gerçeklik mantık dizgesine uygun ilerleyen, birden fazla kişinin gördüğü kuvvetli algılar uyandıran bir rüyadır.
peki bir şizofren nasıl olur da gerçekle hayali karıştırır. sanırım hayal gücü normal isnsanlara göre daha kuvvetlidir. yani onu şizofren yapan şey bir eksiklik değil bir fazlalaıktır. fazla kuvvetli bir hayalgücü var. ve bu anlamda kuvvetli bir beyni. tersi de doğru olabilir belkide gerçeklik algı seviyesi bizimkinden zayıftır.
o halde gerçeklik dediğimiz şey sonuçta, algıları hissetme bakımından sıraladığımızda en kuvvetli hissettiğimiz algıdır. bundan sonra anılar (gerçeğin gölgesi) hayaller ve rüyalar gelir.
gerçeğin diyer bir ayırdedici tarafı objektif görünmesidir. gerçeklik adete birlikte görülen bir rüya gibidir. belirli nöanslar dışında o gerçekliği paylaşanlar aynı şeyi anlatırlar. aynı olayı yaşayıp farklı anlatan bir gurup insan olasydı kendimizden eminliğimiz törpülenir ve bir süre sonra bundan şüphe duymaya başlarık. yine de bu kriter ikinci sıradadır. birinci sırada algının şiddeti yeralır. acaba uun bir rüyada bir olay yaşansa ve rüyadakilere sorulsa onlar şahit olunan olayı bizim gerçeklik dediğimiz durumdaki gibi nesel olğularda hemfikir olarak mı anlatırlar? böyle bir tecrübem olmadı.
ancak rüyaların mantıksal çelişkilerle dolu olduğunu da biliyorum. o halde gerçeği gerçek olmayandan ayırd eden diyer bir kriter de mantık denilen dizgeye uygunluğudur. akla uygunsa ger çektir diyer durumlarda şüphe uyandırır ve sorgulanır.
sonuç olarak gerçeklik mantık dizgesine uygun ilerleyen, birden fazla kişinin gördüğü kuvvetli algılar uyandıran bir rüyadır.
güncel Önemli Başlıklar