bugün

devletin kendi parasını bankalardan borçlanması

devlet denilen zımbırtı başlı başına bir hırsızlık müessesi olduğundan devletin borcu, devletin parası, devletin faizi, devletin cezası, devletin ekonomisi ve benzeri bütün mevzular hırsızın vatandaştan biraz daha ve biraz daha ve hatta birazcık daha çalabilmesi için oluşturulmuş yalan olgulardır.

üçüncü dünya ülkelerinde bu gibi hırsızlık araçlarının arasına din, doğal afet, savaş, silah, terör gibi araçlarda eklenebilir. özel anlamda incelendiğinde devlet onüç yıl önce olmuş bir deprem nedeniyle zor durumda kaldığını iddia ederek getirdiği vergiyi hiç bir zaman geri almaz. yarın birgün para az gelirse gerekirse savaş açar ve kazlarından yolacağı tüyler için savaşı bahane gösterecektir. bunlardan daha kolay olan ise tabi ki devleti borçlandırmaktır. borç yiğidin kamçısı olduğu gibi devletin insan kölelerinin de kamçısıdır.

biz arkaşımıza borç verdiğimiz elli liranın akıbetini merak ederken, yunan devletinin yüz yılda yemeyip-içmemek kaydıyla ancak ödeyebileceği milyarlarca dolar borcunun bir çırpıda silivermesini düşününüz.

dünyadaki devlet ve benzer kurumların toplam borç miktarının tüm dünyada dolaşan paranın bilmem kaç katı*oluşunu düşününüz.

devletlerin borçları olmayan paraların, olmayan hesapların, olmayan alış ve satışların yüksek faizler uygulanarak oluşturulan gölge yansımalarıdır. öyle ki devletler, aralarından biri bu gölgelere fazla kapılırsa önce `sana borç verelim sen ekonomini düzeltirsin*` der. o da olmazsa aklın hayalin alamayacağı borçları siliverirler ki oyun devam edebilsin.

bunca zahmetin nedeni ise en başta belirttiğim gibi kazdan yolunacak tüyün miktarıdır.işte bu yüzden insanların kendi elleriyle 'vakıf' mantığıyla kurduğu kurumlar bugün insanlığın en büyük düşmanı haline gelmiştir.
güncel Önemli Başlıklar