bugün

islamiyet in cevap veremediği sorular

(bkz: bunu tanrıya sorarsın evlat).

bu konuyla ilgili genel olarak nacizane açıklamam: içi minik boncuklarla dolu cam bir küre düşün. tanrı bu küreyi yarattı ve içini boncuklarla doldurdu. sonra küreyi yerden hafifçe karşıdaki duvara doğru yuvarladı.

tanrı kürenin ne zaman duvara çarpacağını biliyor(dünyanın son bulması-kıyamet). tanrı içindeki boncukların nasıl hareket edeceğini biliyor.

ancak:

şayet içerideki boncuklar tanrıdan istekte bulunursa tanrı bazen direkt olarak bazen dolaylı olarak kürenin içinde olup bitenlere müdahale ediyor(kaza-kader). ancak küre hiç durmuyor(zaman). çünkü tanrı bu işte profesyoneldir(mükemmeldir). herşeyi, heryeri ve tüm zamanı kaplar. kürenin yuvarlandığı odanın hakimi odur. o evin hakimide odur. dışarıdaki sokakların, sonsuzluğun hakimi odur. sen sadece kürenin içindeki küçücük bir boncuksun dostum ve sorduğun soruya bak. hatta zaman dursa tüm insanlar aynı anda rüyaya dalsa ve tanrı yine bir şeyleri değiştirse ve dilese ki kimsenin ruhu bile duymasın, duymayacaktır. o mükemmeldir ve böyle mükemmel bir şeyin olması şarttır. bunu kabul edeceksin.

özet: islamiyet her şeye cevap veriyorum ben demiyor zaten. gaybdan ve gaybı peygamberlerin bile bilemeyeceğinden ve yalnızca tanrının bilebileceğinden bahseder. dolayısıyla... eh anlaşılmıştır herhalde.

ayrıca araştırınız: sokrates'in "insanların bilgeliğinin aslında bir hiç olduğunu ve gerçek bilgenin yalnızca tanrı olduğunu kanıtlaması".