mustafa ulusoy

Mustafa Ulusoy'un bugünkü Zaman'da yayımlanan "Vicdanlı ateistler iyi insan olmayı kime borçlu?" yazısını okuyunca odaya derin bir sessizlik çöktü. Sessizliği yılların ateisti ibrahim abi bozdu, başını ellerinin arasına alarak sağa sola sallandı ve ah-ü vah etmeye başladı. "Allah kaldıramayacağı taşı yaratabilir mi" sorusuyla karşılaşınca ateizm illetine düçar olan liseli Ahmet, ibrahim abinin sırtına yaslanarak hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ben yaşadığım sarsıntı nedeniyle kendimden geçmişim.

mustafa ulusoyun yazısının bir kısmısı buyrunuz;

Görünen o ki, ateistler, iyi, erdemli, ahlaklı davranışlar sergilerken bunu, ne Mutlak Varlık'ın ahirette vereceği cezanın (cehennem) korkusuyla ne de vaat ettiği ödülün (cennet) karşılığında yaptıkları argümanı kendilerine dayanak alıyorlar. Güya hiçbir dünyevi karşılık beklentisi de yok bu davranışın temelinde. Sırf vicdanlarının sesini dinleyerek yaptıkları için de, davranışlarının daha içten olduğu iddiasındalar."

"Bu noktadan bakıldığında inkâr ehlinin vicdanla ilgili bir açmazına daha ulaşırız. 'Vicdanımı dinleyerek aç bir köpeğe yiyecek verdim, ben çok iyi bir insanım,' diyen bir inkar ehli, bu iyilik dolu eylemi Mutlak Varlık'tan tabiri caizse 'çalarak' kendine mal eder. ister mümin olsun, ister inkâr ehli olsun, kişinin, aç bir köpek gördüğünde vicdanında uyanan merhamet hissi, Mutlak Varlık tarafından yaratılan bir histir."