bugün

kelt

kelimeleri duyabilme, sezebilme ve süzebilme ve kendi içinde yerli yerine yerleştirebilme ve bunların her birini her zaman isabetli bir biçimde yapma becerisi, hayatımda fapfarklı bir yer demektir. kelt, o yerin sahibidir. bir şeyin başlangıcında ya da bitişinde, belirsizliğinde, adına ne desem eksik kalacak duygular içerisindeyken ben, "dünya üzerinde bunu ancak o hissetmiş olabilir daha önce" derim. kelimelerin, sessizliklerin, melodilerin, can acıyana kadar gülüşlerin ve güllacın efendisidir. siyah kalbi bizimle bekleyen, pars zambağının yanı başımız yolcusudur.

biz;
penguen, mamut ve panda.
ördek dafi, garfield ve gufi.
lacivert, turuncu ve bordo.

(bazen yakın, bazen uzak, bazen kapalı kapıların ardında, bazen bahçede, güneşin altında oynaşancasına -haha-)
tam üç taneyiz aslında.
hepimiz birbirimize doğru çinden koşabiliyoruz.