bugün

islam ve terorizm

11 eylül sonrası batının kendi sözlüğünde açtığı bir başlık.
bu başlığın altına entryleri yazdıkça yazıyorlar ama
argümanda yani başlıkta sorun olduğu için kimseyi kandıramıyorlar.
bu bağlamda slavoj zizek'le yapılan bir röportajdan alıntıyı huzurlarınıza sunuyorum:

birgün gazetesi:
Bir makalenizde "teröristlerin, Batı medeniyetinin bir aynası olduğunu söylediniz. Bunu biraz açar mısınız?

zizek:
Bu tabii benim, Samuel P. Huntington'ın popüler tezi "medeniyetler çatışması"na bir yanıtımdı. Bazı nedenlerden dolayı bu tezi doğru bulmuyorum. Günümüzde ırkçılık açıkça kültürel farklılıklardan kaynaklanıyor. Şöyle deniyor: "Ben kendi kültürümü istiyorum, seninki senin olsun." Günümüzde her sağ görüşlü kişi bunu söylüyor. Bu insanlar postmodern bile olabiliyorlar. Yani geleneklerin doğal olmadığını bilen ve kültürün yapay olarak oluştuğundan haberdar olan insanlar yine de ırkçı düşüncelere kapılabiliyor. FBI'a göre ABD'de en az iki milyon radikal sağcı bulunuyor. Bazıları oldukça şiddet yanlısı. Kürtaj yapan doktorlara karşı olanlar veya Oklohoma saldırılarını yapanlar gibi. Bence bu, antiliberal ve şiddete yatkın bir tutumun Batı medeniyetlerinde büyüdüğünün bir kanıtı. Terörizmin zamanımızın bir aynası. Ve belli bir medeniyetin tekelinde değil.
islam'a bakarken tarihe dönmeliyiz. Aslında eski Yugoslavya'ya bakmanın çok doğru olduğunu düşünüyorum. Niye Saraybosna en şiddetli çatışmalara sahne oldu? Çünkü etnik olarak eski Yugoslavya'nın en karışık bölgesiydi. Niye? Çünkü Müslümanların elindeydi ve tarihe baktığınızda en hoşgörülü olanlar onlardı. Diğer dinlerden topluluklarla beraber yaşayabilmişlerdi. Biz Slovenler ve Hırvatlar, Katoliktik ve Müslümanları yüzyıl önce kendi bölgemizden yollamıştık. Bu tarihi gerçek, islam'ın şiddet içermediğinin bir kanıtı. Şimdi kendimize sormamız gereken niye Müslümanlığın terörist kanadının son zamanlarda yükseldiği. Hoşgörü ve köktenci şiddet arasındaki gerilim medeniyetimizin bir parçası.
Bir başka örnek alalım. CNN'de Başkan Bush'un, babası Afganistan'da pilot olan yedi yaşında küçük bir kızın mektubunu okuduğunu gördük. Mektupta küçük kız babasını sevdiğini ama gerekiyorsa babasını vatan için feda edebileceğini söylüyordu. Bush bunu "Amerikan vatanseverliği" olarak adlandırdı. Şimdi düşünelim. Aynı şeyi bir Afgan küçük kız yapmış olsa "Küçük çocukları nasıl maniple ediyorlar, ne köktencilik" deriz. Yani bu olayları algılamamızla ilgili bir şey. Başkaları yaptığında şoke olduğumuz bir şeyi kendimiz de yapabiliyoruz.