bugün

atatürk e dil uzatıp ülkesinde yaşamak

sayı bölü sıfırdır. hayatımda atatürk'e hiç dil uzatmadım. şu sözlükte de yüzlerce entry'im var, atatürk hakkında en ufak olumsuz bir yazı yazmadım. ama şu "ülkesinde yaşamak" kısmını anlamıyorum. diyelim ki; atatürk'e dil uzatmış olaydım (velev ki), ulan ben atatürk'ün ülkesinde yaşamıyorum ki... en azından böyle bir seçim yapmadım. doğdum, bi baktım burdaymışım. yani bana kimse doğarken; "türkiye'yi mi seçiyorsun, paris'i mi?" diye sormadı... büyürken de bana kimse; "ya sen türkiye'de yaşıyorsun; sana şuradan bi villa verelim, şu da bmw... türkiye'de yaşama ödülü." falan da demedi. doğduk, yaşıyoruz, ölüyoruz herkes gibi... aq memleketi parselleye parselleye yaşayacak yer bırakmadınız. bir kaç gün önce de sol frame'de "tayyip'e dil uzatıp ülkesinde yaşamak" gibi bir şeyler dolaşıyordu. ulan şunu anlamak bu kadar zor mu? bu ülkenin hiçkimse, bir diğerinden fazla sahibi değil. bu ülke, üzerinde yaşayan herkesin... ne hakla bu ülkede yaşama hakkını "bahşedebiliyorsunuz"? siz kimsiniz?

şakirtlerin, şakirtlere yaklaşamasalar da bazı "kemalist" versiyonları var. onlar için peşin not: konunun atatürk'le bir ilgisi yok... atatürk'e saldırmanın moda olduğu şu zamanlarda; atatürk'e saldırıp prim yapmaya çalışacak kadar basit biri olmak istemem. ama saçmalamanın da bir anlamı yok...