bugün
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz15
- anın görüntüsü14
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı10
- iğrenç bir his tarif et16
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- insana kendini kötü hissettiren şeyler20
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması11
- memesi küçük olmak15
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- sözlüğün en götü güzel kızı15
- özgür özel10
- güne bir şarkı bırak13
- tilki ailesi9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- 1 mayıs9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler12
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- cumaya gidenlerin çok azalması17
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- ayça tilki11
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı10
- bik bik'in balona binmesi10
- hamas bir terör örgütüdür24
- oksijensizsu13
- sabah aç karnına içilen bira13
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim13
- düşün ki o bunu okuyor12
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- icardi190513
- ben bu davanın savcısıyım8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel13
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız15
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
şu sansür olayına gelmeden önce gazete okuyucuları ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.
bunları "her okuduğu şeye inananlar", "hiçbir şeye inanmayanlar" ve "okuduğunu bir eleştiri ve yorum ruhu ile analiz ettikten sonra bir hükme varanlar" olarak 3 gruba ayırabiliriz.
birinci kısma dahil olanlar sayıca en kabarık olanlardır. bunlar halkın büyük çoğunluğunu oluştururlar. milletin fikir bakımından en basit bölümünü temsil ederler. bunlar eğitim-öğretim seviyeleri bakımından düşünme ve algı kabiliyeti olmayan, ellerine verilen her şeye inanan kimselerdir. ayrıca bu gruba, bilinçli oldukları halde düşünme tembelliği dolayısıyla başka bir kimsenin daha önce düşünmüş olduğu herhangi bir şeyi minnettarlıkla kabul eden ve o kimsenin bu şey için gayret sarf etmiş olduğunu düşünen akıllılar takımı da dahildir.
çoğunluğu temsil eden bu aptallar üzerinde basının tesiri çok büyüktür. bunlar kendilerine sunulan şeyleri incelemek için istek göstermezler. zaten bir şeyi inceleyip analiz edecek kabiliyete de sahip değillerdir. bu grup ciddi ve gerçeğe sadık kalan yazarlar tarafından doğru yol gösterilip aydınlatıldıkları takdirde pozitif sonuç alınır. fakat bu gruba bilgi verenler, rezillikleri paçalarından akan pislik herifler olduğu takdirde bu yayının sonucu zararlı olur. türkiye'de yıllardır faaliyetlerini sürdüren ve yahudi kriptoların ellerinde bulunan bazı yazılı ve görsel medya kuruluşlarını herkes biliyor. bu piçlerin sahip oldukları gazete ve tv kanallarının adlarını verip reklamlarını yapmayalım. zaten 3 gram beyni olan insan kimin ne mal olduğunu bilir. neyse, ikinci grupla devam edelim.
ikinci gruptakilerin sayıları pek fazla değildir. bu grup önceleri birinci gruba dahil olup, daha sonra hayal kırıklıklarına uğradıkları için kendilerine basılı bir metin şeklinde hitap edildiğinde hiçbir şeye inanmamaya karar vermiş kişilerdir. her gazetenin içeriği hakkında atıp tutarlar. bütün gazetelerden nefret ederler. bu gruba dahil olanlara göre, gazetelerin yazdıkları şeyler yanlı ve yalandan ibarettir. bu tür kimseleri idare etmek çok zordur. çünkü gerçekler karşısında bile vesveseli kalırlar. bu şu demektir; olumlu her iş için bu kimseler kaybedilmiş birer elemandır. bunlara propaganda işlemez.
üçüncü gruba gelelim;
bunların sayıları ikinci gruba oranla daha da azdır. bunlar zeki insanlardır. bunlar doğuştan ve gördükleri eğitim sonunda doğru düşünmeyi öğrenen insanlardır. her durumda kendi kafalarına göre bir hüküm vermek isterler. okudukları her şeyi derin bir analizle, geniş bir düşünceye ve değerlendirmeye tabi tutarlar. bir gazeteyi ellerine aldıkları zaman, o gazetedeki yazar ile uzun süre zihnen mesai birliği yaparlar. işte bu yüzden yazarların görevi zorlaşır. gazeteciler de bu tip okuyucuları ancak ileriyi düşünerek severler. insanların zihinlerini sikip atmak, düşüncelerini bulanıklaştırmak ve diğer bokları sıvayıp sunmakla görevli kukla köşe yazarları, ya da televizyon yorumcuları bu insanlar için bir tehlike teşkil etmezler. üçüncü gruptaki insanlar, her gazeteyi gerçekleri ancak ara sıra yazan bir soytarı olarak düşünürler. bu insanların önemi, zekaları bakımındandır, sayılarından dolayı değil. akıl ve hikmetin bir değeri olmayıp, çoğunluğun her şey demek olduğu bu devirde bunlara çok ihtiyaç vardır.
halkın, ahlaktan mahrum, cahil, kötü niyet sahibi eğitimcilerin ellerine düşmelerine engel olmak bir devlet görevi ve aynı zamanda birinci derecede sosyal görevdir. bundan dolayı devlet 3. gruba dahil olan insanlar yetiştirmek ve adi makalelerin yayınına engel olmakla mükelleftir.
yanisi şu;
devlet, basını kontrol altında tutmalıdır. çünkü basının toplum üzerindeki nüfuzu çok kuvvetlidir. bu durum, basının geçici bir şekilde değil, devamlı olarak halkı etki altına almasından ileri geliyor. basın, önemini, telkin ettiği şeyleri devamlı tekrar edebilmesi sayesinde kazanır. başka hususlarda olduğu gibi burda da devlet bütün araçların aynı amaca hizmet etmesi gerektiğini unutmamalıdır ve devleti yöneten mevcut hükümet "basın özgürlüğü" denilen saçma sapan boktan bir olay yüzünden aciz bir hale düşmemelidir. mevcut hükümet hiçbir kuvvetin durduramadığı bir azim ve kararla bu eğitim vasıtasını avucunun içine almalı ve onu devlet ve milletin hizmetinde bulundurmalıdır.
basın özgürlüğüymüş ... siktir lan ordan.
bu deyimi toplumun içine nifak tohumları ekmek isteyen aristokrat teröristler kullanır sadece.
bunları "her okuduğu şeye inananlar", "hiçbir şeye inanmayanlar" ve "okuduğunu bir eleştiri ve yorum ruhu ile analiz ettikten sonra bir hükme varanlar" olarak 3 gruba ayırabiliriz.
birinci kısma dahil olanlar sayıca en kabarık olanlardır. bunlar halkın büyük çoğunluğunu oluştururlar. milletin fikir bakımından en basit bölümünü temsil ederler. bunlar eğitim-öğretim seviyeleri bakımından düşünme ve algı kabiliyeti olmayan, ellerine verilen her şeye inanan kimselerdir. ayrıca bu gruba, bilinçli oldukları halde düşünme tembelliği dolayısıyla başka bir kimsenin daha önce düşünmüş olduğu herhangi bir şeyi minnettarlıkla kabul eden ve o kimsenin bu şey için gayret sarf etmiş olduğunu düşünen akıllılar takımı da dahildir.
çoğunluğu temsil eden bu aptallar üzerinde basının tesiri çok büyüktür. bunlar kendilerine sunulan şeyleri incelemek için istek göstermezler. zaten bir şeyi inceleyip analiz edecek kabiliyete de sahip değillerdir. bu grup ciddi ve gerçeğe sadık kalan yazarlar tarafından doğru yol gösterilip aydınlatıldıkları takdirde pozitif sonuç alınır. fakat bu gruba bilgi verenler, rezillikleri paçalarından akan pislik herifler olduğu takdirde bu yayının sonucu zararlı olur. türkiye'de yıllardır faaliyetlerini sürdüren ve yahudi kriptoların ellerinde bulunan bazı yazılı ve görsel medya kuruluşlarını herkes biliyor. bu piçlerin sahip oldukları gazete ve tv kanallarının adlarını verip reklamlarını yapmayalım. zaten 3 gram beyni olan insan kimin ne mal olduğunu bilir. neyse, ikinci grupla devam edelim.
ikinci gruptakilerin sayıları pek fazla değildir. bu grup önceleri birinci gruba dahil olup, daha sonra hayal kırıklıklarına uğradıkları için kendilerine basılı bir metin şeklinde hitap edildiğinde hiçbir şeye inanmamaya karar vermiş kişilerdir. her gazetenin içeriği hakkında atıp tutarlar. bütün gazetelerden nefret ederler. bu gruba dahil olanlara göre, gazetelerin yazdıkları şeyler yanlı ve yalandan ibarettir. bu tür kimseleri idare etmek çok zordur. çünkü gerçekler karşısında bile vesveseli kalırlar. bu şu demektir; olumlu her iş için bu kimseler kaybedilmiş birer elemandır. bunlara propaganda işlemez.
üçüncü gruba gelelim;
bunların sayıları ikinci gruba oranla daha da azdır. bunlar zeki insanlardır. bunlar doğuştan ve gördükleri eğitim sonunda doğru düşünmeyi öğrenen insanlardır. her durumda kendi kafalarına göre bir hüküm vermek isterler. okudukları her şeyi derin bir analizle, geniş bir düşünceye ve değerlendirmeye tabi tutarlar. bir gazeteyi ellerine aldıkları zaman, o gazetedeki yazar ile uzun süre zihnen mesai birliği yaparlar. işte bu yüzden yazarların görevi zorlaşır. gazeteciler de bu tip okuyucuları ancak ileriyi düşünerek severler. insanların zihinlerini sikip atmak, düşüncelerini bulanıklaştırmak ve diğer bokları sıvayıp sunmakla görevli kukla köşe yazarları, ya da televizyon yorumcuları bu insanlar için bir tehlike teşkil etmezler. üçüncü gruptaki insanlar, her gazeteyi gerçekleri ancak ara sıra yazan bir soytarı olarak düşünürler. bu insanların önemi, zekaları bakımındandır, sayılarından dolayı değil. akıl ve hikmetin bir değeri olmayıp, çoğunluğun her şey demek olduğu bu devirde bunlara çok ihtiyaç vardır.
halkın, ahlaktan mahrum, cahil, kötü niyet sahibi eğitimcilerin ellerine düşmelerine engel olmak bir devlet görevi ve aynı zamanda birinci derecede sosyal görevdir. bundan dolayı devlet 3. gruba dahil olan insanlar yetiştirmek ve adi makalelerin yayınına engel olmakla mükelleftir.
yanisi şu;
devlet, basını kontrol altında tutmalıdır. çünkü basının toplum üzerindeki nüfuzu çok kuvvetlidir. bu durum, basının geçici bir şekilde değil, devamlı olarak halkı etki altına almasından ileri geliyor. basın, önemini, telkin ettiği şeyleri devamlı tekrar edebilmesi sayesinde kazanır. başka hususlarda olduğu gibi burda da devlet bütün araçların aynı amaca hizmet etmesi gerektiğini unutmamalıdır ve devleti yöneten mevcut hükümet "basın özgürlüğü" denilen saçma sapan boktan bir olay yüzünden aciz bir hale düşmemelidir. mevcut hükümet hiçbir kuvvetin durduramadığı bir azim ve kararla bu eğitim vasıtasını avucunun içine almalı ve onu devlet ve milletin hizmetinde bulundurmalıdır.
basın özgürlüğüymüş ... siktir lan ordan.
bu deyimi toplumun içine nifak tohumları ekmek isteyen aristokrat teröristler kullanır sadece.
güncel Önemli Başlıklar