bugün

yazarların başına gelen korkunç olaylar

eminönündeyim akşam sularıydı, saat 10 civarı. şansıma bizim semtin durakları itü'nün biraz aşağısına taşınmış. duraklarda tadilat vardı çünkü.

neyse sordum, durak aşağı taşındı dediler. yolun sahil tarafından yürümeye başladım. durak yolun öbür tarafında idi. bende karşıya geçmek için ışıklara kadar yürüyeyim dedim. bu arada itü'yü geçtim, itü'nün yanında sahile bakan bir park vardır tam önünde bekliyorum.arkamdan ufak bir boyacı çocuk yaklaştı, ağabey ayakkabları boyıyayım mı diye. ayağımdaki sporlarda beyaz. yok kardeş sağol dedim. boyasak ne olacak ki yaw deyince sinirlendim haliyle. hadi olum uza dememe kalmadan 6-7 kişi sardı etrafımı. sıçtın olum cesarettin dedim içimden. neredeyse yalvaracağım boyacıya, abi allah aşkına boya, zaten hediye gelmişti bu ayakkabı, beğenmemiştim. hem erkek adam beyaz ayakkabı mı giyermiş diyecektim ki arkadan tok bir ses;

addaş ne varsa çıkar bahalım dedi. valla yanımda çok para yok gençler bırakın gideyim dememe kalmadan ayağımda bir sıcaklık hissetim. baştan altıma işediğimi sandığım için çok ilgilenmedim ama arkamda duranlardan bir tanesi falçatayı sokmuştu baldırıma.

sonra uyuşmayla beraber çöktüm olduğum yere. elinde ne varsa çıkar yoksa keser atarım boğazını diyordu bir tanesi. ölmek gerçekten sorun değildi, ancak orospu çocuklarının elinde ölmek korkuttu beni, sonra ailem geldi aklıma. üzerime örtülü gazeteyi açtıklarında şok olacaklardı. alın lan dedim, ne varsa attım önlerine basıp gittiler. ama aylarca kendime gelemedim, 1 yıl topalladım onların yüzünden. kendimi toplaması zor oldu. ama geçti hamdolsun. ancak hayatımda bu kadar korktuğumu gerçekten hatırlamıyorum.

(bkz: erkekseniz teker teker gelin lan)