bugün

geçmişte size yaptığı iyiliği hatırlatan insan

yaptığı iyilikte ticari kaygı taşıyan insandır.

hatta nasrettin hocanın güzel bir fıkrası vardır bununla ilgili:

günün birinde hoca evinde otururken bir adam
çıkagelmiş. demiş ki ben falancadan gelir
falancaya giderim. neyse başlamışlar ayaküstü
muhabbete. adam laf arasında sepetinde duran
tavşanı çıkarmış hocaya hediye etmiş. hoca yok
mok desede adam ısrar edince almış tavşanı ve
salmış bahçeye. adam çekmiş gitmiş. bir hafta
sonra tekrar gelmiş hocanın evine, hoca buyur
etmiş adamı, hemen tavşanı kesmiş, pilav, çorba
derken mükemmel bir sofra kurmuş. adam gitmiş.
bir hafta sonra gene gelmiş, hoca biraz manidar
bakınca adam da "hani geçen haftalarda bir tavşan
getirdiydim ya!" deyince hoca ne etsin, bir tas çorba
koymuş adamın önüne. adam yemiş içmiş gitmiş.
diğer hafta birdaha gelmiş, geçmiş yemek beklerken
hoca bir tas su koymuş,

adam:ee hani ben geçenlerde bir tavşan getirdiydim?

hoca:kestik yedik ya onu.

adam:ee suyu noldu?

hoca: ee suyuna da çorba yaptım.

adam: ee peki bu su ne?

hoca: tavşanın suyunun suyu!

işte biraz böyledir karşılık beklemek. iyilikler yapılır, sonra aç ağzını bekle.

tavşanın suyunun suyunu...