bugün
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz14
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- anın görüntüsü19
- çok üzgünüm sözlük8
- karıya kıza doymuş erkek11
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190523
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri17
- maca sekiz11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı14
- nervio12
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek15
- taktik verin16
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz8
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri31
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- en obez özelliğiniz19
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
Osmanlı Sultanlarının otuzüçüncüsü ve islam halifelerinin doksansekizincisi.
Saltanatı: 30 Mayıs- 31 Ağustos 1876
Babası:Sultan Abdülmecid Han - Annesi:Şevkefza Kadın Efendi
Doğumu: 21 Eylül 1840 Vefatı: 28 Ağustos 1905
Küçük yaştan itibaren özel bir eğitim ve öğretimle yetiştirildi. ince ruhlu olup, güzel sanatlara karşı büyük ilgisi vardı. Türkçe yazı ve inşanın yanında Arapça, Farsça ve Fransızca'yı çok iyi bilirdi. Babasının 25 Haziran 1861'de vefatından sonra Abdülaziz Han padişah olunca, veliaht oldu. Nezaketi, kibarlığı, çağına göre bilgisi ve yumuşak huyluluğu ile sevildi. Amcası Abdülaziz Han'ın 1863 Mısır ve 1867 Avrupa seyahatlerine katıldı. Bu gezilerde davranışları ile Osmanlı hanedanının asaletini temsil ederek taktir topladı. Yurda döndükten sonra ikamet ettiği Kurbağalıdere köşkünde dış dünya ile temaslarını devam ettirdi. 30 Mayıs 1876 tarihinde Sultan Abdülaziz Han'ın tahttan indirilmesiyle Osmanlı sultanı ilan edildi.
Ancak devlet işlerindeki bütün yetkiler Hüseyin Avni, Kayserili Ahmet, Mithat ve Reşit paşaların elindeydi. Abdülaziz Han'a aşırı derecede kin besleyen bu paşaların, amcasına karşı yaptıkları edepsizlikler Murat Han'ı çok üzdü. Saltanatının beşinci gününde, yine bu paşaların tertibiyle, Abdülaziz Han'ın feci şekilde şehit edildiğini ve annesi Pertevniyal Sultan'a hakaretler yapıldığını öğrenince iyice sarsıldı ve bu felaket yolunun sonunu düşünmekten aklî dengesi bozuldu. Bilhassa hadiseler karşısında çaresizliği devletin sultanı olduğu halde amcası ve annesine yardım elini uzatamaması Murat Han'ı perişan ediyordu. Zaman zaman derin bir sükuta dalar kimse ile konuşmazdı. Ayrıca doktorların yanlış teşhis ve tedavisi de hastalığının artmasına sebep oldu.
Diğer taraftan ihtilali gerçekleştiren paşalar, 15 Haziran 1876'da Mithat Paşa'nın evinde toplantı halinde iken, odaya girin erkan-ı harp kolağası Çerkez Hasan Bey, Hüseyin Avni Paşa ile Hariciye nazırı Reşit Paşa'yı öldürdü. Yaralı olarak yakalanan Hasan Bey ertesi gün Bayezid meydanında asılarak şehit edildi.
Padişahın devlet işleriyle meşgul olacak şuura malik olmaması iktidarı ele geçiren devlet adamlarının işine geliyordu. Sadrazam mütercim Rüşdi Paşa kimseye hesap vermeden devleti yönetiyordu. Kanun-i Esasî'nin ilanını isteyen Mithat Paşa ise anayasa taslağı ile uğraşıyordu. Bu sırada başlayan Sırp-Karadağ muharebesi ve mali zorluklar, başsız kalan devletin büsbütün perişan olmasına; anarşı ve isyanların artmasına sebep oldu. Ulema arasında ise şuuru yerinde olmayan bir padişahın ülkenin başında duramayacağı ile ilgili sözler dolaşmaya başladı. Şehzade Abdülhamid ise Sultan Murat'ın hastalığının tedavi edilemez olduğunu tıbben belirtilmesi durumunda hükümdarlığı kabul edebileceğini bildirdi.
Nihayet 31 Ağustos'ta toplanan kabine, Sultan Murat'ın tahttan indirilmesine karar verdi. Şeyhülislam, Padişah'ın şuurunun yerinde olmadığından hal için buna cevaz (izin) veren bir fetva hazırladı. Doktorlar Sultan'ın iyileşmesinin imkansız olduğuna dair rapor verdiler. Ertesi gün devlet ileri gelenleri Topkapı Sarayı Divan-ı hümayun salonunda toplanarak Sultan Murat'ı tahttan indirdiler (31 Ağustos 1876). Aynı gün Osmanlı tahtına geçen Sultan II. Abdülhamid Han'a herkes biat etti.
Murat Han, saltanattan hal'inden sonra ailesiyle beraber kendisine ayrılan Çırağan Sarayı'na yerleşti. Abdülhamid Han'ın bizzat ilgilenip, zamanın meşhur doktorlarını göndererek tedavi ettirmesi üzerine bir müddet tamamen iyileşti. Vefat edinceye kadar yirmi sekiz yıl idare ettiği Çırağan Sarayı'nda vaktini okumak ve torunlarını okutmakla geçiren Murat Han, Abdülhamid Han'ın nazikane hatır sormasını, daima teşekkürle cevaplandırırdı. 1905'te şiddetini artıran şeker hastalığı bildirilince, Abdülhamid Han doktor Ali Rıza Paşa ile Etfal hastanesi başhekimi ibrahim Paşa'yı tedavisi için görevlendirdi. Fakat bütün uğraşmalara rağmen kurtarılamadı ve 28 Ağustos 1905 Pazartesi gecesi vefat etti. Cenazesi hanedana mahsus merasimle kaldırılıp Hidayet Camii'nde namazı kılınarak Yeni Camii türbesinde annesi Şevkefza Kadın Efendi'nin yanına defnedildi.
Saltanatı: 30 Mayıs- 31 Ağustos 1876
Babası:Sultan Abdülmecid Han - Annesi:Şevkefza Kadın Efendi
Doğumu: 21 Eylül 1840 Vefatı: 28 Ağustos 1905
Küçük yaştan itibaren özel bir eğitim ve öğretimle yetiştirildi. ince ruhlu olup, güzel sanatlara karşı büyük ilgisi vardı. Türkçe yazı ve inşanın yanında Arapça, Farsça ve Fransızca'yı çok iyi bilirdi. Babasının 25 Haziran 1861'de vefatından sonra Abdülaziz Han padişah olunca, veliaht oldu. Nezaketi, kibarlığı, çağına göre bilgisi ve yumuşak huyluluğu ile sevildi. Amcası Abdülaziz Han'ın 1863 Mısır ve 1867 Avrupa seyahatlerine katıldı. Bu gezilerde davranışları ile Osmanlı hanedanının asaletini temsil ederek taktir topladı. Yurda döndükten sonra ikamet ettiği Kurbağalıdere köşkünde dış dünya ile temaslarını devam ettirdi. 30 Mayıs 1876 tarihinde Sultan Abdülaziz Han'ın tahttan indirilmesiyle Osmanlı sultanı ilan edildi.
Ancak devlet işlerindeki bütün yetkiler Hüseyin Avni, Kayserili Ahmet, Mithat ve Reşit paşaların elindeydi. Abdülaziz Han'a aşırı derecede kin besleyen bu paşaların, amcasına karşı yaptıkları edepsizlikler Murat Han'ı çok üzdü. Saltanatının beşinci gününde, yine bu paşaların tertibiyle, Abdülaziz Han'ın feci şekilde şehit edildiğini ve annesi Pertevniyal Sultan'a hakaretler yapıldığını öğrenince iyice sarsıldı ve bu felaket yolunun sonunu düşünmekten aklî dengesi bozuldu. Bilhassa hadiseler karşısında çaresizliği devletin sultanı olduğu halde amcası ve annesine yardım elini uzatamaması Murat Han'ı perişan ediyordu. Zaman zaman derin bir sükuta dalar kimse ile konuşmazdı. Ayrıca doktorların yanlış teşhis ve tedavisi de hastalığının artmasına sebep oldu.
Diğer taraftan ihtilali gerçekleştiren paşalar, 15 Haziran 1876'da Mithat Paşa'nın evinde toplantı halinde iken, odaya girin erkan-ı harp kolağası Çerkez Hasan Bey, Hüseyin Avni Paşa ile Hariciye nazırı Reşit Paşa'yı öldürdü. Yaralı olarak yakalanan Hasan Bey ertesi gün Bayezid meydanında asılarak şehit edildi.
Padişahın devlet işleriyle meşgul olacak şuura malik olmaması iktidarı ele geçiren devlet adamlarının işine geliyordu. Sadrazam mütercim Rüşdi Paşa kimseye hesap vermeden devleti yönetiyordu. Kanun-i Esasî'nin ilanını isteyen Mithat Paşa ise anayasa taslağı ile uğraşıyordu. Bu sırada başlayan Sırp-Karadağ muharebesi ve mali zorluklar, başsız kalan devletin büsbütün perişan olmasına; anarşı ve isyanların artmasına sebep oldu. Ulema arasında ise şuuru yerinde olmayan bir padişahın ülkenin başında duramayacağı ile ilgili sözler dolaşmaya başladı. Şehzade Abdülhamid ise Sultan Murat'ın hastalığının tedavi edilemez olduğunu tıbben belirtilmesi durumunda hükümdarlığı kabul edebileceğini bildirdi.
Nihayet 31 Ağustos'ta toplanan kabine, Sultan Murat'ın tahttan indirilmesine karar verdi. Şeyhülislam, Padişah'ın şuurunun yerinde olmadığından hal için buna cevaz (izin) veren bir fetva hazırladı. Doktorlar Sultan'ın iyileşmesinin imkansız olduğuna dair rapor verdiler. Ertesi gün devlet ileri gelenleri Topkapı Sarayı Divan-ı hümayun salonunda toplanarak Sultan Murat'ı tahttan indirdiler (31 Ağustos 1876). Aynı gün Osmanlı tahtına geçen Sultan II. Abdülhamid Han'a herkes biat etti.
Murat Han, saltanattan hal'inden sonra ailesiyle beraber kendisine ayrılan Çırağan Sarayı'na yerleşti. Abdülhamid Han'ın bizzat ilgilenip, zamanın meşhur doktorlarını göndererek tedavi ettirmesi üzerine bir müddet tamamen iyileşti. Vefat edinceye kadar yirmi sekiz yıl idare ettiği Çırağan Sarayı'nda vaktini okumak ve torunlarını okutmakla geçiren Murat Han, Abdülhamid Han'ın nazikane hatır sormasını, daima teşekkürle cevaplandırırdı. 1905'te şiddetini artıran şeker hastalığı bildirilince, Abdülhamid Han doktor Ali Rıza Paşa ile Etfal hastanesi başhekimi ibrahim Paşa'yı tedavisi için görevlendirdi. Fakat bütün uğraşmalara rağmen kurtarılamadı ve 28 Ağustos 1905 Pazartesi gecesi vefat etti. Cenazesi hanedana mahsus merasimle kaldırılıp Hidayet Camii'nde namazı kılınarak Yeni Camii türbesinde annesi Şevkefza Kadın Efendi'nin yanına defnedildi.
güncel Önemli Başlıklar