milliyetcilik adi altinda irkcilik yapmak

tehlikeli bir eylemdir, bu tehlikeli eylemin bir üst versiyonu, demokratlık adı altında, demokrasi sözcülüğü adı altında; ırkçılık yapmaktır... dtp'nin, pkk'nın ve birçok "aydın" geçinen insanın yaptığı budur... sen önce mikro milliyetleri ön plana çıkar, kültür edebiyatı yap, ondan sonra ülkede birlik beraberlik mesajları vermeye çalış... yok ya... neymiş türküm demek faşistlikmiş... ulan kuş beyinli mahlukat; anayasa'da der ki; "vatandaşlık bağıyla bağlı herkes türktür" türklük burada bir ırk değil, bir milleti temsil eder... yani, sonradan türk vatandaşlığına geçen marco aurelio da türk'tür, siirt eruh'taki de türk'tür, trabzon'daki vatandaş da türk'tür, izmir'deki de... örneğin; tigana "ben fransızım" diyor, "ben fransalıyım" demiyor... adam nereli? mali ama fransız... ama benim milletim bunu idrak edemez işte... batı önce kendine baksın, sonra ötsün... "türkiyeliyim" gibi üzerinde oturduğumuz uzuvla bir kavram yaratmaya çalışmak, demokrasi adına atılmış bir adım değil, mikro milliyetlerin ön plana çıkarılıp, toplumda bir ayrışma yaratacak bir adımdır.

yaşasın halkların kardeşliği; çok masum bir slogan, uygulandığında muhteşem bir olgu fakat, uygulanıyor mu? hayır... bu sloganın arkasında halkların ayrışması, mikro milliyetlerin ön plana çıkarılıp, toplumun ayrışması amaçlanıyor... o kürt, bu alevi, bu laz, öteki çerkes, beriki tatar, şu ermeni, bu rum... eee? sonuç ne, sonuç? sonuç bu insanlar "türkiye cumhuriyeti, nüfus cüzdanı" sahibi ise, bu insanlar türktür. bu 2+2=4 kadar kolay bir sonuçtur... ha, demokrasi sözcüsü gibi görünüp sinerji yaratmak isteyenler yok mu? 2+2=5 diyenler yok mu? var elbette ancak bu kişilerin, bu ülke için değil, hangi ülkelerin projelerinin içinde yer aldıkları da bellidir... neymiş her halk kendi kaderini tayin etmeliymiş... önemli olan halk olmak değil, millet olmak...