bugün

bir delinin not defteri

pisiler traktör kıvamında uyuklamakta... kulakları klavyeden çıkan tıkırtılara alıştı. artık yazabilirim sakince bölünmeden.
bu yazı çamaşır makinası programı bitene kadar bitmeli bundan böyle de kısa program tercih edilmeli uykusuz kalmamak adına. göz altları tombul tombul uyanmamalı insan ertesi iş gününe. akşamlardan yine bir pazartesi. artık kış geldi: hava soğuk mu oldu ne? annem olsa üzerimi örterdi üşüdüğümde. yok ki uzakta şimdi! pisilere sarılsam ısınır mı ki üşüyen yerlerim... kulağım kapıda. anahtarları unutmuş hıyaroğulları... işin yoksa da çamaşırlar bitince çamaşırları ser, sonra yat. elemanlar gelince uyan. kafan bilmem kaç milyon kapıyı aç. anasının gözü...

neyse... hayat gelip geçiyor bugünlerde, ama baya sancılı. uzun zamandır bu kadar bunaldığımı, sıkıldığımı hatırlamıyorum. bazen düşünmekten delirecek gibi oluyorum fakat geçecek biliyorum. ya olmazsa, ya istediğim gibi gitmezse, ya dikiş tutturamazsam, iki ters bir düz, yok bu olmadı örgüye atladık, neyse işte düşün düşün boktur işin kıvamında arpacı kumrusu gibi düşünüyorum. bunun yanısıra da kendimde bir boşvermişlik, bir 'bana ne'cilik almış başını yürümüş dün farkettim. işe geç kalıyorum aaa saat 9 olmuş yahu, hay allah daha da evdeyim, amaaaaan gideriz ya iş değil mi bu, nasılsa bir ay kaldı şunun şurasında.

özetle, (#12443080) entryde yazdığım gibi dünyada bıraktığım iz artık kendi istediğim iz olacak. keyfimin kahyası da ben olacağım, kendi yükümü kendim taşıyıp kendi kendimin eşeği olacağım.

-anne bittiiiiiiiii!

not1: akşam yazmaya başlamıştım fakat uyuyakalmışım. bu yüzden çamaşırları sabah serdim.
not2: bugün de geç kaldım.

28.11.2011
izmir
ofis...