bugün

turkiye deki enerji acigi

durum sanılan kadar vahim değildir. tek sorun öngörülemeyen düzeydeki * büyüme oranıdır. bu bağlamda kısa vadede çözüm birkaç adet nükleer santraldir. hidroelektrik santrallerine de yatırım yapılmalıdır bu süreçte. rüzgar enerjisi denilince de herkesin aklına çok kolay bir sistemmiş fikri geliyor nedense. öyle olsaydı, kimse termik santrallerle uğraşmazdı. rüzgar santralleri iyidir ancak şunları da gözardı etmemek gerek:

1)rüzgar türbinlerinin kapasitesi 10kw mertebesinde olup, bir hidroelektrik santrali türbininin kapasitesi 1000 mw civarında olabilmekte, nükleer santrallerin de mertebesi bu seviyede olabilmektedir. aradaki 100000 katlık mertebe farkı olayı açıklamaktadır. yani rüzgar türbinlerinin enerji kapasiteleri çok büyük değildir. ancak küçük yerleşim yerlerinin elektriğini karşılamaya muktedirdir. * sanayi için çok daha büyük enerji kaynakları gerekmektedir.

2)küresel ısınma, petrol fiyatlarındaki artış, emisyon filan derken yenilenebilir enerjiye olan talepteki artış nedeniyle şu an rüzgar türbini siparişi vermeniz durumunda en iyi ihtimalle 3-4 yıl sonra bunları alabilirsiniz. ayrıca talepteki bu artış nedeniyle fiyatların tavan yaptığı da bir gerçektir. bunu karşılamak sağlam bütçe ister.

3)rüzgar türbinlerinin bir diğer özelliği ise değişken olabilmesidir. yani rüzgar esmediğinde, enerjiyi başka yerlerden karşılamak zorundasınızdır. bunun için de aklı başında bir sanayi devleti rüzgar türbinlerini kurarken yanında sürekli çalıştırılabilen bir başka santral de kurmak durumundadır.

4)almanya'nın kurulu rüzgar türbin sistemi oldukça fazladır ve nükleer santraller kapatılmaktadır, ancak bu türkiye'de de aynısının yapılması gerektiğini göstermez zira almanya da büyürken yani bundan 40 sene önce nükleer santraller kurmuştur. ömrü biten nükleer santralleri yenilemeye gerek yoktur zira eski büyüme hızının yanından bile geçememektedir. biz ise büyümeye yeni başladık ve nükleer santrallerin gerekliliği bu tür devletlerde tartışma götürmez bir gerçektir.