bugün

kedi beslemek vs köpek beslemek

Goethe'nin bir sözü vardır: "insanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum" diye öylesine gerçek bir söz ki. Ağızları var konuşamıyorlar, duyguları var aktaramıyorlar ve onların hayatlarında sadece bizler varız (bkz: Köpeğim ŞANS) Sabahları öylesine özlem duyarak yanıma geliyor ve beni uyandırma çabası içerisine giriyor ki ve ardından tasmasını yanıma getirim "uykunu aldığına göre beni tuvalete çıkart lütfen" dermişcesine yanıma gelmesi hele.
Öyle mükemmel hayvanlar ki herşeyleri hissediyorlar, anlıyorlar ama konuşamıyorlar, beden diliyle bizleri koruyor zaman zaman ise sevgilerini doruk noktasında yine beden dilleriyle belli ediyorlar.

Keşke herkeste azcık bir hayvan sevgisi olsa da; (bkz: Rusyada ki Metro istasyonu) köpekler metroyla seyahat ediyorlar ve kimse gelipte bizim milletimiz gibi "hoşt" diyip tekme atmıyor, kovalamıyor. Gerekirse ayakta kalıyorlar ama asla o canı rahatsız etmiyorlar. Doğrusu insana saygı olmayan bir memlekette hayvana saygı olmasını beklemek çok ters oluyor ama umarım birgün yolda kedi görüldüğünde annesi çocuğunun kovalayıp taş attığını gördüğünde kızıp hayvan sevgisini aşılar ya da en azından kapı önlerine koyulan bir kap su ile sokak hayvanlarımız sıcak ya da kış aylarında su aramak yerine bizim koyduğumuz sadece 1 kap su ile hayatta kalabilirler.

Herkesi kış aylarında sabah camının önüne 1 ekmek parçası ile kapı önüne 1 kap su koymaya davet ediyorum.
Yazımı sabırla okuduğunuz için teşekkürler.Sevgiler