bugün

rutkay aziz

Yaptığı konuşma son dönem kısır muhalif söylemlerin ötesine geçememiş yazık. Şili den bahsederken Şili li gençlerin darbecilerle mücadelesini es geçmiş. Evet parasız eğitimi savunan gençlerin hapse atılması kabul edilebilir bir durum değil. Ama şimdi sinirli bir şekilde bağıran bu insanlar geçmişte neredeydiler. ak partiden önce biz üniversitede eylem yaparken darbeci rektörler bize uzaklaştırma veriyorlardı. Türkiye de tüm aksaklıklarına rağmen bugün bırakın normal vatandaşı BDP nin millet vekilleri bile Öcalan için eylem yapabiliyorsa demokrasi on yıl öncesinden kat be kat ilerlemiş demektir. Ve kadına şiddet konusu. Kendi ülkesini bu kadar iyi gözlemleyen bir sanatçıysa konuşmasında şunu es geçmemesi gerekir. Kadınlara karşı yaşanan bu vahşet, kurulduğundan beri insanların devlete biat etmesi için uğraşmış bir sistemin yetiştirdiği mesleksiz erkeklerin şiddetidir. Benim sinir olduğum bu insanların iki yüzlülüğü. Askerler hükumetlere karşı kendi kırmızı çizgilerini dayatırken eski adalet sisteminde danıştay, hsyk ve yargıtay kendi aralarında paslaşırken çıkıp da böyle sinirli konuşmalar yapmamasıdır. Onun konuşmasını ayakta alkışlayan belediye başkanı Mustafa Akaydın da eski rektörümdür. Ve üniversiteye Atatürk heykeli yapmaktan başka parasız eğitim için eylem yapan arkadaşlarımın uzaklaştırma cezalarının altında imzası vardır. Bu insanların demokratlığı AKP yüzünden mi tuttu yoksa AKP askerleri siyasetten uzaklaştırdı diye mi? tuttu. Ama hadi siyasetçileri anladım ama en azından sanatçılar muhalefetin ortaya tespit ve çözümler konularak yapılmasını gerektiğini bilmeliler. Yoksa böyle bir konuşmanın ardından hatipe denilecek tek bir şey kalır."Eeee ne olcak? AKP gitsin sonra ne olacak?" Bu sorunun cevabı yok.
Her neyse bu dönem benim için büyük hayal kırıklıklarının olduğu bir dönem oldu. Geçmişte inandığım insanların fos çıktıklarını gördüm. Şili ye özgürlük diye bağıra bağıra şarkı söyleyen Bulutsuzluk Özlemin in Konserinde sistem yalakalığını gördüm, Bülent Ortaçgil in Kıbrıs ta Kızıl Elma koalisyonuna destek verdiğini gördüm, alevilerin önemli sanatçılarından Sebahat Akkiraz ın Dersim katliamını övenlerle yan yana durduğunu gördüm. Senelerce hep kandırıldığımı gördüm. Ama artık bu tür sinirli konuşmalar sadece ,biraz da asabımı bozarak, güldürüyor beni.
Ve sanatın az biraz ucundan yakalayan insan "Gerçek Sanatçı" diye bir söz söylemez. "Gerçek Sanatçı" tanımı yapmaz. Çünkü bilir ki bu haddini aşan bir sözdür.