sözlükçülerin dayak yeme hikayeleri

herşey ''never back dowown'' filmini izledikten sonra başlamıştı.

o filmi izlerken içinde kayboluyor, resmen gaza geliyordum. çok iyi bir arkadaşım vardı. zaman zaman amerikan güreşi izleyip gaza geldiğimizde birbirimizi dövsekte yinede çok iyi idik. film bitmişti. artık kendimi daha çok güçlü ve güvende hissediyordum. önüme gelen herkese sataşasım, ardından hır çıkarasım vardı. üzerimizi giyindik ve dışarı çıktık. etrafa kızgın kızgın bakışlar saçıyor, herkesin gözünün içine bakıyorduk. birisi ''ne var lan?'' dese onu dövecektik. fakat kimse bize birşey söylemiyor üstelik umursamıyordu. bir kaldırımın üzerine oturmuştuk. kimse bize neden uğraşmadı derken birisi üzerimize doğru gelmeye başladı. çocuk bizden büyüktü. üstelik sarhoştuda. bize yaklaşıp ''ne arıyonuz lan burda'' diyerek ikimizin kafasına birer tane tokat attı. çok çaresizdik. o kadar ürkektim ki yağmurda kalmış kedi yavrusundan bile daha korunmasızdım. olay yerinden''hiç'' diyip koşarak uzaklaştık.

bu bir dayak yeme hikayesi olmasada dayak yemekten daha beter bir olaydı.