bugün

ortaokulda kızlarla çok fazla uğraşırdım... sınıfımdaki kızların neredeyse tamamıyla çıkmıştım çocuk aklımla... ben yine böyle işler peşindeyken sınıftaki kızlar, kızlara karşı olan pisboğazlığımdan bıkıp bana karşı bir komplo düzenlemişlerdi...

sınıfın en güzel kızı özge beni tenefüs'te kantinin önüne çağırdı konuşmamız için... tenefüs olduğunda kantinin önüne indim özge beni bekliyordu. sonra arkasından bizim sınıfın diğer kızları çıktı. beni ortalarına alıp vurmaya başladılar:

-"bu öznur için, bu büşra için, bu kübra için, bu esra için*,bu tuğba için, bu esma için, bu tülay için"

böyle böyle 20 kızın ismi çınladı kulağımda. hakikatli bir sopa yemiştim... bu en güzel anılarım içerisinde de bulunuyor nedense! sanırım azıcık mazoşistim...
kız okullunda okuyup ve hiçbir zaman bir kavgaya karışmayan bir insan olarak paslanmış olmalıyım ki günün birinde kantinde 90 kg bir kızdan soğuk coco cola yüzünden bir darbe yemişimdir. o gün anlamışımdır şu çizgi filmlerdeki kuşlar gerçekten kafanın tepesinde uçuyor.
herşey ''never back dowown'' filmini izledikten sonra başlamıştı.

o filmi izlerken içinde kayboluyor, resmen gaza geliyordum. çok iyi bir arkadaşım vardı. zaman zaman amerikan güreşi izleyip gaza geldiğimizde birbirimizi dövsekte yinede çok iyi idik. film bitmişti. artık kendimi daha çok güçlü ve güvende hissediyordum. önüme gelen herkese sataşasım, ardından hır çıkarasım vardı. üzerimizi giyindik ve dışarı çıktık. etrafa kızgın kızgın bakışlar saçıyor, herkesin gözünün içine bakıyorduk. birisi ''ne var lan?'' dese onu dövecektik. fakat kimse bize birşey söylemiyor üstelik umursamıyordu. bir kaldırımın üzerine oturmuştuk. kimse bize neden uğraşmadı derken birisi üzerimize doğru gelmeye başladı. çocuk bizden büyüktü. üstelik sarhoştuda. bize yaklaşıp ''ne arıyonuz lan burda'' diyerek ikimizin kafasına birer tane tokat attı. çok çaresizdik. o kadar ürkektim ki yağmurda kalmış kedi yavrusundan bile daha korunmasızdım. olay yerinden''hiç'' diyip koşarak uzaklaştık.

bu bir dayak yeme hikayesi olmasada dayak yemekten daha beter bir olaydı.
görsel
Henüz kısmet olmadı dayak yemek.

Fakat gerçekten istiyorum birinin tam burnumun ortasına okkalı bir kafa atıp beni yere düşürmesini. dakikalarca anlamsızca gökyüzünü seyretmek istiyorum. mazoşist değilim. sadece dünya'nın kendi etrafımda dönmediğini bir kere daha görmek amacım.
komşunun çocuğunu dövdüğüm için annemden dayak yemiştim. hayat işte müsabakayı kazandım derken golü yiyorsun.

editos: anlatım bozukluğu düzeltilmiştir.
bak ya şimdi bu entry i gördüm de hiç dayak yemedim. kavgacı değilim ama 4 kere sağlam kavga etmişliğim var hiç biri dövemedi sadece bi eleman burnuma sağlam kroşe attı ama onuda yedim sonrasında.
annem tarafından şemsiye ile.
hocam ben o kadar çok dayak yedim ki en eskisinin hangisi olduğunu hatırlayamaz oldum..
zall tarafından sözlük formatını siktiğim için. evet.
babamdan . ama onun farklı bi dövme stili vardı hakkını yemiyim bir şeyi yanlış yaptığımızda ağlayacağımızı bile bile bizi sıraya dizer birer tane yapıştırırdı . sayesinde öğrendiğimiz doğruların haddi hesabı yok .
annem tarafından ceyo 35 numaralı terlik ile.
doğduğumda ebemin götüme attığı şaplak.
yaşım 4-5 falan abimde 7-8 falan. Iki kardeş olduğumuz için dönüp dolaşıp birbirimize kalıyoruz işte.
Bir gün yine Sürekli sesli konuştuğumuz günlerden birindeyiz, dövüşsek her şey hallolacak ama birbirimize vurmaya kıyamıyoruz. Mal mal düşünceler yüzünden sesimizin dozajını sürekli artırıyoruz. Konuşma hatırladığım kadarıyla şöyleydi:
-Abi sen doğuştan beşiktaşlı değilsin(bendeki düşünceye bak, asıl amaç abimin Beşiktaşlı olmasını çekememem, Beşiktaş bir tek benim olmalı düşüncesi)
+sanane lan mal(tabi küfür falan daha bilmiyo, bilseydi mal yerine amıma bile kordu sözde)
-yooo haayıır sen Beşiktaşlı olamaaaazsssıın ( bastırarak söylüyorum ki haklı ben olayım, piçin tekiyim yani)

neyse konuşma böyle gidiyor, sürekli başa dönüyor, aynı şeyleri tekkrarlıyoruz. Babam da o sırada uyuyor, tabi rahatsız olup kalkmış, geldi uygun bir dille uyardı bizi. Ne güzel sakin sakin uyardı bizi. Sonra yatmaya geri gitti.

Abim tabi olayı kapttı ve sustu, ben katlanamıyorum bu eve 2 tane beşiktaşlı fazla diye düşünüyorum. Anlıycağınız malın tekiyim. Ve 10 dk sonra bağırarakkk hayır olamaz dedim abime. O sırada babam can havliyle kalktı ve ilk başta abimin yüzüne iyice bir abandı, çıkan o ses adeta bana tecavüz etti sanki, korktum içime doğru sıçmaya başladım. Ve sıra bana geldi gözümü kapadım, kaşlarım farkında olmadan küçük emrah düzeyine geldi ve baam ! Babam acımamıştı bana ve ilk dayağımı yiyordum. Kulaklarım çınladı ve ağlayarak hızla terkettim o mekanı, uzaklara doğru koştum, hıçkıra hıçkıra, özgürlüğe doğru koştum. Nereye ? Evin arkasına gittim tabiki de, babamın uyuduğu odanın camının altına, onca acıya rağmen hala piçlik düşünüyorum, babam benim ağlamalarımı duyarda dayağı attığına pişman olur diye orda oturmuş ağlıyorum. Ama abim öyle mi? Hayır. Gitmiş adam gibi kanepe oturmuş, gözyaşlarını içine boşaltmış delikanlı gibi dersini almış. Benim yüzümden dayak yedi hem de. Sonra bana ne mi oldu? Orda ağlarken uyuyakalmışım, babam beni alıp yatağına getirmiş beraber uyumuşuz. Kıyamam ya.
küçük bir çocukken babam tekme tokat girişmişti bana. hatta öyle ki kafam duvara vurup geri sekmişti. hakikattir beyler. kafadan atma falan değil. halıyı yakmıştım da, ev yanıyordu az daha. ondan sonra bir daha hiç ateşle oynamamıştım. çünkü duvardan sekip gelen kafam aklıma gelirdi hep.
Çok dayak yedim ama sağlam bir dayak yemedim o yüzden yazabileceğim bir dayak maceram yok.
Pederden palaskayla yedim.
Dayak yemediğim gün oldu mu acaba diye düşünüyorum. hmmm... çok haylazdım be. evde herşeyui incik cincik eder çeyizlik, hediyelik, sandıkta, dolapta, hurçta ne varsa alır çıkarır keser, biçer bazen uhu sürer, oynardım ne bilim. kanepenin kolluklarını jiletle kesmişliğim bile var. Sağlam anne dayağı yedim bea. şimdi düşününce hakettim galiba. Affet anne.
Dayak anlatacaktım dimi ya. Haa şöyle oldu... Annem dolabın kırıldığını gördü eve gelince, gözlerinin 360 derece döndüğünü gördüm yeminle. Eline banyo fırçasını aldı, boru gibi kalın tahta sopasını fırçadan ayırdı. Ver allah ver ver allah ver.Vurduğu her yer uzun kalın morluklarla doldu. Öyle uzaktan baksan bu çocuğu fırça sopasıyla dövmüşler dersin. ilk miydi tabiki hayır.annemin dediğine göre ilk dayağımı kardeşime tokat attığım için yemişim. sütümü mü içmiş neymiş. pisboğazlık, kıskançlık işte.
ilkokul 2'ye giderken şırnakta oturuyorduk babamın astsubay olması nedeniyle. sınıftaki birisi durduk yere sataştı bana, bende onu ittirmiştim. çıkışta bu şahıs toplamış 10 kişiyi, ondan sonrasını hatırlamıyorum.
bizim mahallede yaşları benden büyük olan 3 tane oç çingenden diye cevaplandıracağım soru.
8-9 yaşlarındayım, tatile gitmiştik bi tatil köyüne. Annem babam kafede tavla falan atıyor. Abim bilardo oynuyor. Canım çok sıkılmıştı. Nasıl bir kafa bilmiyorum haber vermeden çocuk halimle bara inmişim ahahaha. Bütün aile oteli tavaf edip beni barda bulunca annemle babam sırayla odaya gidene kadar vurmuştu kıçıma.
evde annemden süpürge hortumuyla yedim.
harcanmaması gereken parayı harcadığım için annemden dayak yedim. ne vurduydu ama, tınısı hala kulağımdadır.
ilk okul kavga eden iki arkadaşı ayırmaya çalışırken gözüme gelen yumrukla açılışı yapmıştım ve arkadasların ikisinde de birşey yoktu bense gazi olmuştum.
başlığı görünce öyle hatırlanacak bir dayak yememiş olduğumu fark ettim. ne kadar sıradan bir hayatım varmış.