bugün

terör

"...Yakın zamanlara kadar daha çok bir güvenlik sorunu olarak incelenen ve Soğuk Savaşın gölgesinde gelişen terörizm, öneminin artmaya başlamasından önce devletler ve uluslararası sisteme yönelik yalnızca sınırlı bir tehdit olarak algılanmıştır. Terörün uluslararası istikrar açısından öneminin Soğuk Savaş döneminde anlaşılması ile birlikte; terörizm akademik çalışma, kitap ve makalelerin konusu haline gelmiştir.

Terör kelimesi Latinceden gelmektedir. Kelime anlamı; korkudan titreme veya titremeye sebep olmadır. Fransızca Petit Robert sözlüğünün kelimeye, bir toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için yarattığı ortak korku anlamını verdiği görülmektedir.

Terör kelimesinin bugünkü anlamında, ilk defa Fransada, Fransız Devriminden sonra kullanıldığında herkes hem fikirdir. Devrimden sonra 1793 Martında 1794 Temmuzuna kadar süren dönem terör rejimi veya terör dönemi (reign of terror-regime de le terreur) olarak adlandırılmıştır.

Literatürde terör kelimesi bazen şiddet (violence), siyasal şiddet (political violence), hatta anarşi (anarchy) kelimeyle eş anlamla olarak kullanılmaktadır.
Türkiyede yıllarca teröre karşılık olarak sadece anarşi kelimesi kullanılmış, son yıllarda bu kelime terk edilerek terör denilmeye başlamıştı. Terör kavramının Türkçedeki karşılığı yıldırma,korkutmadır(6). Terör ve tedhiş kelimeleri aynı anlama gelmektedir; ancak tedhiş Arapçadan geldiğine göre onun Türkçe karşılığı yılgı olur (Türk Dil Kurumu).

Terörizmi her yönüyle inceleyen bir makalede S. Dönmezer tarafından yapılan tanımlama da şu şekildedir...şiddetin, sosyal, ulusal, ırkı, dinsel, fesat çıkarıcı ve benzer diğer maksatlarla ve sosyal sınıflar arasında çatışma, savaş tahrik etmek üzere planlı ve hukuk dışı olarak kullanılmasıdır. Terör kavramını hemen tüm unsurları ile ele alan bu tanımda şiddetin araç olduğu ortaya konulmaktadır. Keleş-Ünsal ise, müştereken yaptıkları bir tanımlamada; ...başlıca amacı siyasal iktidarı ele geçirmek isteyen güçlerin onu yıpratmak ve bu arada, sindirdikleri yığınları da sahipsiz kaldıkları inancına yöneltmek için,şiddet eylemlerinden yararlanmaktır demektedirler. Tanımlardan da anlaşıldığı gibi terör kavramının içinde şiddet ve dehşet halleri söz konusu olmaktadır..."

"...Terörizm konusunda karşılaşan en önemli sorun terörizmin uluslararası bir tanımının yapılamamasıdır. Aynı kişinin aynı fiilden dolayı bir devlette özgürlük savaşçısı diğer bir devlette ise en affedilemez suçları işleyen bir hain olarak nitelendiriliyor olması terörizmin ortadan kaldırılmasının önündeki en büyük engeldir.

Terörizm bütün dünya devletleri tarafından ya da en azından etkili olduğu kabul edilebilecek çoğunluk tarafından onaylanmış bir tanımı yoktur. Aksine herkesin kendine göre başka bir terörizm tanımı vardır.

Doğrudan siyasal güçleri çok az olan ya da hiç olmayan guruplar, terörizme baş vurarak toplumda sahip oldukları siyasal ve sayısal güçleri ile hiçte orantılı olmayacak ölçüde geniş etkiler yaratmışlardı. Terörizm yaygın endişe ve korku doğurarak kamuoyu yaratıp, bazı hükümetlerin toplumdaki küçük gurupların isteklerini kabul etmelerini sağlamıştır. Bu durum, küçük fakat örgütlü çabalarda büyük sonuçların elde edilebildiği terörizmi, bazı siyasal guruplar için çekici bir seçenek durumuna getirmiştir.

Ulusal terörizmin önlenmesi doğrultusunda yaptıkları çalışmalarda ortak bir terörizm tanımında uzlaşamayan devletler, yaptıkları terörizmin önlenmesi amaçlı sözleşmelerde, bazı fiilleri konu alarak bu fiilleri ulusal hukuk sistemlerinde suç olarak düzenleme, bu suçu işleyenleri siyasal suçlu sayılmasına ve bunlara sığınma hakkı tanımayarak yargılama ya da iade etme yükümlülükleri üstlenme yoluna gitmişlerdir..."

Belirtilenlerden yola çıkarak, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1.maddesine göre; Terörizm, Türkiye'de; "Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir" şeklinde tanımlanmıştır.