bugün

beşiktaş

BEŞiKTAŞ denilince akla ne şampiyonluklarının sayısı, ne kupaları, nede avrupada hasper kader elde ettiği başarılar gelir. ne dünyaca ünlü yıldızlar ne de formasınaki yıldızlar beşiktaşlı için çok büyük anlam ifade eder.

Beşiktaş diyince akla şerefli ikincilikler gelir, güney amerikada baykuşa tekme atıp öldüren futbolcuya tepki veren taraftarı gelir. kendi lehine çalınan hakksız düdüğe eyyamcı hakem diye bağıran gururlu insanlar gelir.

beşiktaş diyince akla halk gelir. cüzzi maaşıyla kırk yılda bir maç seyredebilecek baba ve oğlu gelir.

hakemelerin para ile satıldığı ülkemde parası neyse bizde verelim alalım dendiği zaman benim futbolcum satılık hakemleride yener diyen başkanlarıyla akla gelir.

yenildiğinde eyvallah yenildim, kazandığında şerefimizle oynayıp hakkımızla kazandık diyenler gelir.

diğerleri gibi değildir beşiktaş. ne kibiri vardır, ne böbürlenmesi.
canı sıkılınca,
beşiktaşım benim biricik sevgilim,
söyle, senden başka kimim var benim? der.

anlatamaz derdini beşiktaş. hep üçüncüdür. onlara göre takım büyüklüğü kupa sayısıdır. başkaları için o kupalar alınteri ile ıslanmış mıdır, ıslanmamış mıdır? umurlarında değildir. halbu ki beşiktaş için alınteri ile ıslanmamış o kupalar teneke parçasıdır.

ne kupası, ne stadı, ne şampiyonluğa değer verir.

zaten öğle değil mi?

şerefin yoksa 18 değil 50 kupan olsa ne olacak!