bugün

atlıkarınca

açılmış bir daha kapanmamış kapı aralığıyla, akıldan geçenlerin anlık uygulanmayışıyla, ensest olgusuna olması gerektiği gibi kültür/ entelektüel tavırdan bağımsız yaklaşımıyla ve kişiselliği su götürmez monolog ifade şekliyle akıla buram buram zeki demirkubuz 'u getiren ilksen başarır 'ın 2. filmi.

film kieslowski'ye selam çakan bir köpek sahnesi ve birkaç tane daha zorlama sahne içerse de genel olarak sınıfı geçiyor. fakat şunu da betimlemeli ki, yönetmenin ilk filmine göre artılarından çok eksikleri mevcut!

filmdeki ego patlamasını yansıtan özgün tavır kişilik analizlerinin tam olarak yansıtılamaması ve dinsel bazı takıntılar dışında net bir argüman olmaması ister istemez tanımda yazdığım olguları filmin iskeleti yapıveriyor. bu tarz bir anlayışta film içi boşluklar doğuruyor.

başka dilde aşk 'la rüştünü ispat eden yönetmen için eli ayağı düzgün fakat akılda kalıcılığı zayıf cesurluğuyla izlenmesi gereken bir film atlıkarınca. ama yeni türk sineması için çok büyük bir kazanç değil kesinlikle.

zeki demirkubuz ve sinema anlayışını yetenekli yönetmen de rahatlıkla gözlemlemek hoş dursa da aslı varken fotokopisi ilgi çekmez misali bir anlatıştan 3. filminde kaçınması gerekliliğini düşünmekteyim.

yoksa demirkubuz ve onunla sinemamıza renk katan monolog tarzına lafım olmaz.filmin bazı karelerinde fazlaca eksik ve bağlantısız bir demirkubuz filmi izliyorum havası aldım ki sonunda beğenmekle beğenmemek arasında ciddi bir kararsızlık yaşadım. sırıtan finalinde olumsuz eleştirileriminde etkisinin olduğunu es geçmeyeyim.

10 üzerinden 7! 7.5 demek isterdi gönül. ama demesi zor!