bugün

kuteybe bin muslim

türkleri katleden islam komutanıdır.

seküler tarihte kuteybe bin müslim'in türk katliamları.
--spoiler--
kuteybe bin müslim (d.y. 670-ö. 715, fergana) 704′te abdülmelik bin mervan tarafından horasan valiliğine getirilen kuteybe, yaklaşık 50 bin kişilik bir ordunun da komutanı oldu.

ve işte türk’lerin o kanlı tarihide başlamış oldu.kuteybe’den öncede bir çok saldırı olmuş ancak sadece yağma ve talanla sınırlı kalmıştı.ancak kuteybe resmen sömürgeye gitmiş, katliamlar yapmış, kadın ve çocukları köle yapmış, kadınlara tecavüz etmiş ve daha nicesi..

askerlerini merv’de toplar ve şöyle der : “ allah kendi dininin aziz olması için size bu toprakları helal kıldı!” diye başlayan uzun bir hutbe okur .(1) tabi işin ucunda sınırsız ganimet olunca aç gözlü araplar hemen galyana gelir, gelmek istemeyenler daha akıllı olanları ise kelle korkusu ise isteksiz razı olurlar.
kuteybe için yazılmış bir çok şiir bulunmaktadır.bunlar biri ise şöyledir; “kuteybe türkleri kılıçtan geçirip durur/bize en çok ganimeti toplayan odur” (2)
bu yazının devamını kesinlikle okuyun!

kuteybe ilk baykent’i kuşatır.baykent’e yardıma koşar türk savaşçılar.2 ay süren savaş sonucunda bir sonuca varılmaz.nihayet sonunda baykent yenilir ve şehir kuteybe ile barışın yolunu arar.fazlasıyla yorulmuş ve yıpranmış kuteybe haraç karşılığı anlaşmayı kabul eder.ancak baykent’e barış yapmak için giren araplar, “kentin zenginliğini görünce yağmaya koyulurlar.”(3)bu kadar da kalmaz yerli halka “insafsız ve sert davranırlar”.(4)

aha sonra kuteybe’nin şehre bir garnizon bırakması ile işin rengi değişti.bu demek oluyordu ki bununla kalmayıp kentin işgali daimi olacaktı.müslümanların “insafsız” davranışlardan da bıkan türkler daha fazla ezilmeye dayanamayıp, araplara karşı direnişe başladı.

“karışıklıklar bahanesiyle baykent’e geri gelen kuteybe türklere karşı çok insafsız davrandı.şehrin suları tahrip edildi.eli silah tutan ne kadar insan varsa, diyebiliriz ki hepsi öldürüldü.kadınları ve çocukları esir aldı.(…) şimdi sıra şehri yağma edilmesine gelmişti.araplar bu zengin türk şehrini istedikleri gibi yağmaladılar.taberi’nin rivayetine göre arapların baykent’ten zenginlik ve silah, altın ve gümüş gibi diğer kıymetli mücevherlerden elde ettikleri ganimetin haddi hesabı yoktur.kâtipler bunları saya saya baş edemiyorlardı.araplar bütün horosan’ı fethettikleri zaman bile ellerine sadece bu bir tek şehirden adlıları kadar ganimet geçmemiştir.”(5)

bunlarla kalınmaz, bu kez esir aldıkları kadın ve çocukları o sırada savaşta olmayıp çin kervanından dönen kocalarına ve babalarına satılır.müslümanlar işte bu esir çocuk ve eşleri, “her biri çok yüksek fiyata” geri satarak, bu yoldan da “nihayetsiz bir mal” sahibi olmuş oldıular.(6)
özetle söylemek gerekirse baykent halkının tüm malı mülkü yağlanmış, dini inançlarını temsil eden altından heykeller eritilip ganimete dönüştürülmüş, çocukları ve eşleri geri satılmış ve kenti onarmak yine halka kalmıştı.

kuteybe 707’de buhara yakınlarındaki numişket ve ramitan’a saldırır.(baykent bahşetinden sonra bu iki kent fazla direnemez.) ama bağlantı yollarının direnişçilerce kesildiğimi görür.demirkapı’dan hızlı bir yürüyüşle geri döner, ardçı savşçılarıyla yok edilmekten kurtulur.(7)güçlüklede olsa türkleri yener, ancak vardan-hudat’ı takip edecek mecali kalmamıştır.vardan buhara’ya doğru çekilirken kuteybe’de merv’e geri döner.haccac bu başarısızlığa çok kızar, kuteybe’ue; “keş’i ez, nasaf’ı yok et, vardan’ı geri püskürt!” diye emirler yağdırır.

türk direnişinin etkili ittifakı bozulmuştur.kuteybe yolda hiç pusu veya direnişe denk gelmeden buhara’yı kuşatmıştır.ancak çatışmalar yine şiddetli geçer.türkler var güçleriyle şehri savunmaktadırlar ve müslümanlara ağır zayiat verdirirler.öyle ki araplar geri dönüşü bile düşünürler.o yüzden kuteybe “ey müslümanlar, nereye dönersiniz, görmez misiniz ki düşman hezimet buldu.bir saat daha sabredin.her kim türklerden baş getirirse 100 dirhem bereceğim.”(8) diyerek dağılmayı engeller ve arapları daha da hırslandırır.

“dört aydan beri devam eden bu kuşatma sırasında arap askerinde de savaşa karşı bezginlik alametleri belirmeye başladı.askeri dehası kuteybe’yi bu sıkışık durumdan kurtardı.arapların yağmaya ve paraya karşı zaaflarını bilen kuteybe, onlara bir taraftan parlak vaatlerde bulunurken, diğer taraftan da türklerin her birinin kafasını getirene yüz dirhem vereceğini vaat etti.para hırsı ile tekrar gayrete gelen araplar türklere karşı yaptıkları hücumla nihayet şehri ele geçirirler.”(9)

bu direnişin intikamı çok ağır olur.öncelikle direnişe katıldığından kuşkulanılan hemen hemen herkes kılıçtan geçirilir.buhara sokakları kan, ceset ve çığlık seslerinden geçilmez olur.ancak böyle bir durumda araplar şehri yağma ederler, yağma harekâtı , gelenek olduğu üzre tecavüz ve yeni katliamlarla iç içe yürür.ardından işe yarayacak 50 bin kişi köle olarak götürülür.

daha sonra şehirde kukla bir hükümdar getirilir.buhara melikesi hatun’un genç oğlu tuğ şad, araplara boyun eğer ve kukla hükümdar olur.ancak yinede muhalifleri susturmak için sert ve acımasız yöntemler kullanılır.kuteybe halkı zorla müslüman yapmak için kolları sıvar.tüm vasıtaları kullanarak halkı islamı kabul etmeye mecbur eder. buharalıların evine zorla araplar yerleştirilir.böylelikle türkleri birebir kontrol altına alırlar.

ancak halk da bu duruma tamamen boyun eğmedi.tüm işgallerde olduğu gibi kendi yer altı direniş hareketinin örgütlemekte gecikmedi; öyle ki müslümanlar silahsız olarak camiye bile gitmeye cesaret edemez hale geldi.diğer yerlerde de uygulanan sömürgeleştirme politikası; halkın bu direnişi nedeniyle daha da acımasız bir şekilde uygulandı.

bu kadar da değil; “kuteybe buhara’yı kesin olarak fethettikten sonra yerli halka, halife’ye senede 200 bin, horasan valisine 10 bin dirhem vergi ödemek, arap askerlerinin hayvanlarına yem ve müslüman araplaraın odun ve yakacaklarını temin etmek ve şehrin dışında da araziler vermek üzere anlaşma yapmıştır.”(10)
(…)
“cuma namazı zorunluluğunun da etkili olmaması üzerine kuteybe, ek olarak bir de rüşvet yöntemini dener ve namaza gelenlere iki dirhem vaat ederek fakirleri dönüştürmeye çalışır.bu yolla belli başarılar da elde eder.”(11)

“kuşanların cuma namazını kılmamak için direnmeleri (..) müslüman toplumu tahrik etmiştir (…) neticede müslümanlar kuşan zenginlerinin köşklerine hücum ederek oraları yıkıp, yakmışlardır, hatta bu köşklerin oymacılığın en güzel örnekleri olan kapılarını da yüklenerek şehre kadar getirdiler.”(12)
kuteybe, direnişi katliamlarla kırmaya çalışıyor…
tarhan direnişe sıcak bakar.bu yüzden kuteybe bu şehri türkistan’a yönelik yılgı hareketinin ilk hedefi seçer.talkan meliki şehrek,kuteybe’nin gelişinden önce şehri terk eder ve müslümanlar şehre savaşsız girerler.buna rağmen kuteybe tamamen ibret olsun diye vahşete devam eder.”hümetti ki ahalsini kılıçtan geçireler.ne kadar kırabilirlerse kıralar.bunun üzerine kuteybe’nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.”(13)

hiçbir şekilde direniş veya savaş olmadan tek yanlı bu katliamda müslüman askerler öldürmekten yoruldular.ancak daha bitmedi.kuteybe’nin aklına çok daha ibret verici bir fikir gelir.kan gölü olmuş, kesik baş, vücutlarla ve çığlık sesleri ile dolu bu şehirde tanımı imkansız bir zorbalık örneği sergileyerek talkan halkından geri kalanları tek tek ağaçlara astılar.
“talkan’a giden yolun 4 ferah mesafede olan kısmı (24 km.) asılan türklerin cesetleriyle korkunç bir orman görünüşü arzediyordu.”(14)

böyle bir vahşet beklide asla görülmemişti, masum savunmasız ve direniş göstermeyen halka bu derece zalimce davranan kuteybe bunların hepsini “barış ve hoşgörü” dini adına yapıyordu!
vahşetler vahşetleri, işgaller işgalleri izledi.kuteybe şuman’a girdi, orayı yağmalattı, halkın pek çoğunu öldürttü, kalanları esir etti.ardından “keş ve nesef’e yöneldi.bu iki şehri hunharca ele geçirdikten sonrası, faryab’ın teslim olmasını istedi.faryab halkı korktukları için buna yanaşmadı.kuteybe onlardan intikamını başka türlü aldı.şehrin tamamen yakılmasını emretti.onun için bazı arap kaynaklarında faryab’a “yakılmış şehir” anlamında “muhteraka” denilmiştir.(15)
kuteybe yoluna hiç durmadan devam eder.tabi keserek, yakarak, yağmalayarak.sonunda tarhan’ın çekildiği bazğış (bağlan) kalesini kuşatır.2 ay boyunca şiddetli bir biçimde saldırır ancak sonuç alnıamaz.bu sırada kuteybe tarhan’ı kandırmak amacıyla muhamed b. selim’i çağırarak ona “neyzek2in yanına var, bir hile kıl, ola ki benim yanıma getiresin.ve onu gelmeye emin kıl.ola ki elime gire, elbette onu asayım”, diye talimat verir.(16)

açlık kapıya dayandığı için selim teslim olur.silahlarını teslim ettikten sonra kaleden çıkar.tarhan etrafına hendek kazılmış bir çadıra, askerleri de kaleye zincirle bağlanıp hapsedilir.söz vermiş olmanın sıkıntısıyla olacak kuteybe haccac’tan haber bekler.20 gün sonra haccac’ın haberi gelir;”mecal vermez öldür, zira o müslümanların düşmanıdır!” (17)

tarhan kendisine verilen sözü hatırlatır ancak oyun oynanmıştır, onu kimse ciddiye almamıştır.bir kez daha “kâfire verilen söz i̇slam’ı bağlamaz” kuralının hukuk ve ahlak dışı keyfiyeti uygulanır.(18)
kuteybe ilk önce tarhan’ın iki oğlunu (veya yeğenleri) satırla başlarının kesilmesini emreder.tarhan onların bir suçu olmadığını, kendisinin öldürülmesini söyleyerek itiraz eder.ancak kuteybe’nın amacı tarhan’a olabildiğince acı çektirmektir:”acele etme, onlar ölecek, sıra sana da gelecek,” der.ardından 700 türk savaşçının kellelerini tek tek uçurup, derilerini yüzdürür.”en son kalan tarhan’ı ise bizzat kuteybe’nin kendisi öldürür.kesilen başlar insanlık dışı bir soğukkanlılıkla toplanıp haccac’a yollanır.”(19)

bunlardan sonra haccac semerkant’a saldırılmasını emreder.ancak saldırmadan önce bazı “pürüzlerin” halledilmesi gerekiyordu.bunun için kuteybe önce harzem’e saldıracaktı.harzemde çaygan ile havarizat arasında taht kavgası yaşanıyordu.kuteybe, iktidarsız çaygan’ın işbirliğini kazanır ve içten bölünmüş ülkeyi kolaylıkla ele geçirir.havarizat başta olmak üzere ondan yana olan tüm asilzadeleri öldürür.buna karşılık işbirlikçilerinden “bin baş esir ve nice bin kumaş” alır.ardından camhud melikini de yenerek, dört bin baş esir alınır.ancak kuteybe’nin emri üzerine hepsini öldürürler.(20).
i̇şbirlikçi çaygan aracılığıyla harzem kontrol alındı derken halk ayaklanır ve hain saydıkları çaygan’ı öldürürler.bunun üzerine intikam adına kuteybe en iyi yapacağı işi tekrar yapar ve harzem yakıp yıkılır, halk kılıçtan geçirilir.kazılardan da anlaşıldığı gibi, çok eski ve çok parlak bir uygarlık merkezi olan harzem’in tarih yıllıkları bile yakılır.harzem’in büyük bilgini biruni, harzem uygarlığının yok edilişimim acıyla anlatır:
“kuteybe, her çareye başvurarak harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyaları, bütün bilginleri yok etti.böylece her şey karanlıklara gömüldü.i̇slam, harzemlilerin içine girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadı.”(21)

sıra semerkant’a gelmiştir.şehrin egemeni gurek ilerleyen müslümanlara karşı diğer türk hanlarından yardım ister.taşkent ve fergana’den yardım gelir, ancak kuvvetler kuteybe’nin pususuna düşerek yenilirler.
semerkant kuşatılır.günlerce mancınık ateşiyle ağır tahribata uğratılır.kalede açılan gediklere yoğun saldırı yapılırsa da başarı elde edilemez; türkler şehri canla başla savunurlar.semerkant işgalinde de gelenek olduğunu üzere i̇ranlı köleler de paralı asker olarak kullanılırlar.gurek, kuteybe’yi mertlik duygusundan yakalamaya çalışır; ona haber göndererek:”bu ettiğin harbi öyle zannetme ki arapların kuvveti ile edersin.belki acem’den benim kardeşlerimdir ki sana yardım edip cenk ederler.harbe arapları gönder ki gör bak biz neler ederiz.” der.

ama kurnazlığı ve zalimliğiyle ünlü kuteybe’nin böyle şeylere prim vermesi düşünülemez.aksine o, mancınık ateşini güçlendirir.müslüman askeri gayretli kılmak için onlara daha çok dirhem vaat eder.(22)
nihayet şehrin daha gazla dayanamayacağını anlayan gurek, kuteybe’ye anlaşma önerdi.”şehri, sahibine bırakmak ve yerli halka dokunmamak koşuluyla kuteybe’ye teslim etti.fakat kuteybe şehre girdikten sonra anlaşma hükümlerini hiçe sayarak gurek’e yeniden ve çok daha ağır şartlar ihtiva eden bir anlaşmayı zorla kabul ettirdi.(23)

bu anlaşmaya göre;
1-semerkant her sene 2 milyon 200 bin altın ödeyecek;
2-bir sefere özgü 30 bin sağlıklı genci esir olarak verecek;
3-şehirde cami yapılacak;
4-eli tutan yerliler şehirden çıkartılacak;
5-tapmak ve putlardaki tüm mücevherler kuteybe’ye verilecektir.
tabi kuteybe bunla yetinmez tüm putları yaktırır ve küllerinden 50 bin miskalden fazla altın temin edilir.(24)
dahası ise türklerin direneceğini bilen kuteybe, şehre egemen yaptığı kardeşi abdurrahman b. müslim’e yeni bir vahşet talimatnamesi bırakarak merv’e döner.
talimatname şöyledir:
“semerkant’a dışarıdan gelecek yollar tutacak ve kapılardan hiçbir türk’ün serbestçe girmesine müsaade etmeyeceksin.
“şayet şehre mutlaka girmesi gerekenler olursa onların ellerine balçık sürecek ve ondan sonra şehre girmelerine izin vereceksin.onlar ancak bu mühürlü balçık kuruyana kadar şehirde kalabilecektir.
“bu özel surette mühürlenmiş balçık kuruduktan sonra şehri hâlâ terk etmeyenler olursa onları derhal öldüreceksin!
“hiçbir kimsenin demir ve buna benzer silahı taşımasına müsaade etmeyeceksin.arama sırasında üzerinde demir parçası da dahil, bıçak vs. bulunduranlar olursa, onları taşıdıklar aletle öldüreceksin!
“gece şehrin sur kapıları kapandıktan sonra içeride kalan yabancıları öldüreceksin.!(25)
böylece her şeylerine el konması yetmezmiş gibi çöle sürülen semerkant türkleri, o hayata uyum sağlamayarak kitlesel ölümler yaşar…

(1) taberi’den akt. z. kitapçı, türkistan’da islamiyet ve türkler, s.102
(2) taberi’den akt. z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkisyan, c.1, s. 282
(3) b. üçok, islam tarihi, s.55
(4) z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkistan, c.1, s.245
(5) z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkistan, c.1, s.246
(6) tarih-i taberi, c.3, s.338
(7) d. avcıoğlu, türklerin tarihi, c.3, s. 1141
(8) tarih-i taberi, c.3, s. 343
(9) z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkistan, c.1, s.248
(10) narşahi’den ak. z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkistan, c.1, s.122
(11) z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkistan, c.1, s.132
(12) z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkistan, c.1, s.133
(13) tarih-i taberi, c.2, s.344
(14) ibni dahkan’dan akt, z. kitapçı, yeni islam ve türkistan c. 1, s.249
(15) taberi’den akt, z. kitapçı yeni islam ve türkistan c. 1, s.249
(16) tarih-i taberi, c.3, s.345
(17) tarih-i taberi, c.3, s.346
(18) d. avcıoğlu, türklerin tarihi, c.3, s.1143
(19) sabri gündüz, islamlık türklük, s.126-7; tarih-i taberi, c.3, s.346-7
(20) tarih-i taberi, c.2, s. 349-50
(21) akt, d. avcıoğlu, türklerin tarihi, c.3, s.1144
(22) tarih-i taberi, c.3,s.531
(23) z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkistan, c.1, s.253
(24) z. kitapçı, yeni islam tarihi ve türkistan, c.1, s.254-5
(25) sabri gündüz, islamlı türklük s.128
--spoiler--

nasıl müslüman olduk? kitabından derlenmiştir.