bugün

büyük acılar içersinde mutlu oluyormuş gibi yapmak

pek farklı çarelerin olmamasıdır. ya bırakırsınız ve düşer ya da tutunmaya çalışmış gibi yaparsınız ve tırnaklarınız kopar.
çare yoktur çevrenizdekileri de üzmek istemediğinizden güler yüzünüz bir süre sonra zaten unutursunuz şöyle ciğerleriniz ağrıyana kadar gülmeyi. güldükten sonra ne yapıyorum lan ben demediğiniz günlerin de olduğunu. unutmayı unutursunuz acılar söz konusu olunca. hatta acıtmamaya başlar bir süre sonra kendi yaranıza kendiniz kolonya dökersiniz ki acısın da bir şeyler hissedeyim diye. hissedebilmek bir lükstür çünkü hayatta. mezarda olmak ya da yürümek pek farketmez bu tip düşmüşler için. tutunmaya çalışırsanız sağlam olmalı tutunduğunuz yer. yaş açısından insanın düştüğü dönemler lise sonları ve üniversite dönemleridir. aileden kanatların altından uzak olunan zamanlar yani aileye tutunulabilemez bu zamanlarda genellikle istense de hem zaten istenmez aile. sevgili istenir. sevgili gelir ve çoğu zaman hüsranla sonuçlanır bu gelişler. gidişlere gebe gelir çünkü gelen. gitmek için fırsat kollarlar.
velhasıl düşkün adam işidir bu. hiç bir şey olmamış gibi davranmaya çalışmaktır.